
3D yazılımları kullanarak dijital heykeller yapan Japon fotoğrafçı ve heykeltıraş Yuichi Ikehata, çalışmalarında tel, kil ve kağıta yer veriyor. Gerçekliğin sınırlarıyla oynayan sanatçı, fütüristik bakış açısıyla dikkat çekiyor. Etkileyiciliği ve ürkütücülüğü ile akılda kalan çalışmalar genellikle vücut parçalarını konu alıyor.
Patlamış, parçalara ayrılmış bedenler, çürümüş vücutlar ve dönüşen organlar Ikehata’nın çok sık kullandığı ögeler arasında bulunuyor. Sanatçının gelecek çağın bir habercisi gibi görünen, robot ve makineleşmiş vücutları ön plana çıkartan heykelleri “Fragment of Long Term Memory” adlı yeni serisinde yer alıyor.
André Schmucki, çalışmalarında bilinçaltının etkilerinden ilham alarak çağrışımlar üzerine tablolar yaratıyor. Dönüştürüp deformasyona uğrattığı resimlerinde hayal alemini tasvir eden sanatçı, yaşamına ve çalışmalarına İsveç’te devam ediyor. Schmucki rüyaların eşsiz ve sınırsız bir büyüleyicilik kapasitesi olduğunu belirtiyor.
Karamsar ve karanlık bir tarzı olan sanatçı Art School of Zurich’ten mezun oldu. Birçok karma ve solo sergiye dahil olan Schmucki, son olarak Galerie Display and Galerie Lux’de kişisel sergiler açtı.
Alman sokak sanatçısı Boxi, çoklu katmanlar ve fotoğrafı andıran detaylarıyla sokak sanatını farklı bir platforma taşıyor. Sanatçı el ile kestiği şablonları sokaklara yerleştirerek Almanya, özellikle Berlin sokaklarına imzasını atıyor.
Boxi’nin sokak sanatı örneklerinde en dikkat çeken özellik ilk bakışta bir boyama olduğunun anlaşılmaması. Sanatçı hazırladığı şablonları duvara yerleştirdikten sonra, çizimler uzaktan bakıldığında sokağın bir ögesi haline geliyor. Bisikletini az önce park etmiş bir genç ya da bebeğiyle gezen bir anne ilk bakışta gerçek gibi görünse de aslında sokağa uygun biçimde yerleştirilmiş başarılı çizimler. Onları canlı olmamalarından sonra gerçeklerinden ayıran en önemli özellik ise siyah beyaz renkleri.
Dan Witz daha çok sakak sanatı çalışmalarıyla bilinse de şu sıralar New York’ta yer alan Jonathan Levine Gallery’de tablolarıyla izleyiciyle buluşuyor. Galeride "Mosh Pits, Raves and One Small Orgy: New Paintings by Dan Witz" adlı üçüncü solo sergisini açan sanatçı, kalabalık ve iç içe geçmiş insan portreleri ile sanatseverlerle buluşuyor. Bu gerçekçi tablolarda bir parti ya da dans pistini andıran çizimlerdeki insanların adrenalin ve hatta terlerini bile hissetmeniz mümkün. Ya da kavga eden bir kalabalığın gürültüsünü duymanız...
Sanatçıyı daha çok toplumsal sorunları ele alan, sokağın gizli köşelerine yerleştirdiği çizimleriyle tanıyoruz. Anonim olmanın imzası haline geldiğini söyleyen Witz’in sergisi 30 Nisan’a dek Jonathan Levine Gallery’de ziyaret edilebilir.
İsveçli tasarımcı Sara Andreasson, renkli çizimleriyle birçok marka, dergi ve kitap için illüstrasyon tasarlıyor. Renkli tarzı ve dinamik çizgileriyle fark edilen illüstrasyonların espirili yönü ağır basıyor. Multidisipliner bir sanatçı olarak değerlendirilebilecek Andreasson, aynı zamanda heykel çalışmaları üzerine de yoğunlaşıyor.
Görsel yaklaşımında basit şekiller, geometrik detaylar ve canlı renklerin ağır bastığı hızlıca fark edilen sanatçı aynı zamanda görsel editörlük de yapıyor. BBY isimli dergide çalışan illüstratör bakış açısını fotoğraf, sanat ve illüstrasyonlara yansıtıyor.
20. yüzyıl kavramsal sanatının en önemli isimlerinden olan Belçikalı şair ve yazar Broodthaers, 1964’te edebiyat kariyerine ara verip kendini sanat yapmaya adayacağını ilan etti. İlk sergisinin davetiyesinde ise şu sözler dikkat çekmişti: “Ben de ürettiklerimi satamayıp hayatta başarılı olamamaktan endişe duyuyordum.”
New York'ta MoMA'da yer alan ve 15 Mayıs'a dek ziyaret edilebilecek retrospektif sergisi ile izleyiciyle buluşan sanatçı şimdi de Paul Kasmin Gallery’de bir sergisiyle yer alıyor. 3 Mart-23 Nisan tarihleri arasında ziyaret edilebilecek olan sergi, sanatçıya ait kanvas, çizim, fotoğraf ve enstalasyonları barındırıyor.
Madridli sokak sanatçısı Sam3, gölgeleri andıran silüet tarzı boyamalarıyla tanınıyor. Ressam ve animasyon sanatçısı olan Sam3 sanatın kapalı kapılar ardındaki galerilerde değil sokaklarda olması gerektiğini düşünüyor ve bu amaçla sokakları boyuyor.
Soyut anlatımlar, dev figürler ve en önemlisi de siyah renk sanatçının çalışmalarında kullandığı önemli detaylar arasında yer alıyor. Sam3 sistemi eleştiren, düzene karşı sokak resimleriyle adından söz ettiriyor.
Adam Lupton sosyoloji, psikoloji, popüler kültür, tipografi, felsefe ve din gibi toplumsal bilimlerin çalışmalarını etkilediğini söylüyor. Çağdaş ve modern yaşamın nüanslarından beslendiğini ifade eden sanatçı grafik tasarım mezunu. Lupton'un işleri disiplinler arasındaki sınırın gitgide zayıfladığını kanıtlar nitelikte.
Genellikle işlerinde hareketli objeler yada öznelere yer veren Lupton, işlerine boyut katmayı seviyor. İç içe geçmiş bedenler ve organlar onun çalışmalarında sık sık karşımıza çıkan detaylar arasında ilk sıralarda yer alıyor. İlgi alanlarını üretim süreciyle birleştiren sanatçı işlerini genellikle yağlıboya tekniği ile üretiyor.
R. Leveille’nin "Savage Garden" isimli sergisi sanatçının 14 eserini izleyicilerle buluşturuyor. Çizim serüvenine ilk olarak illüstrasyon ile başlayan Amerikalı sanatçı kariyerinin başlarında oyun kartları ve çizgi romanlar tasarlamış. Sanatçının kadın, cinsellik ve ilişkileri konu alan çizimleri renkli tarzlarıyla dikkat çekiyor.
Leveille’nin Los Angeles’ta yer alan Corey Helford Gallery’de gerçekleşen sergisinde ise geleneksel sembollerin ön plana çıktığını görüyoruz. Sanatçının 19. yüzyıl öğelerinden beslenerek ürettiği resimler 26 Mart-16 Nisan tarihleri arasında Corey Helford Gallery’de sanatseverlerle buluşuyor.
Seul doğumlu sanatçı Choi Xooang, polimer kil kullanarak etkieyici heykeller tasarlıyor. Deformasyon ve gerçeküstü detaylarla süslü bu heykeller insan haklarına dikkat çekme mesajını taşıyor.
Orantısız vücut uzuvları, dönüştürülmüş ve hatta zaman zaman yer değiştirmiş organlar çoğunlukla metaforik anlamlar taşıyor. Sanatçı insan hakları ve eşitsizlik dışında günlük yaşam, iliişkiler, sosyal hayat, aile kurumu ve bunun gibi yaşamın içinden detaylardan da besleniyor. Xooang’ın rahatsız edici heykellerinin her biri ayrı bir hikaye anlatıyor.