Geçtiğimiz yıl, Nisan ve Ekim aylarında gerçekleştirdiği iki önemli müzayedenin ardından Bonhams, çok özel parçaların satışa çıkacağı İslam ve Hint Eserleri Müzayedesi’nin, 19 Nisan 2016 tarihinde Londra’da gerçekleşeceğini duyurdu. 315 lotluk müzayedede dikkat çekici ve nadide cam, seramik, hat sanatı, minyatür, heykel, bronz, halı ve tekstil parçalarına yer verilecek.

Bonhams İslam ve Hint Eserleri Bölüm Direktörü Oliver White, müzayede hakkında açıklamada bulundu: “Geçtiğimiz bir iki sene içinde, İslam ve Hint eserlerine olan ilgi giderek daha seçici bir hale geldi ve alıcılar her alanın en kıymetli parçalarına doğru yönelmeye başladılar. Bugün değerli parçaların peşinde olan koleksiyonerlerin güvenilir kaynaklara yönelmek istemesi sayesinde piyasa gücünü korumaya devam ediyor. Nisan ayında gerçekleşecek olan İslami Eserler ve Hint Sanatı satışımız bu talebi karşılayacak nitelikte, müzayedede yer alan değerli parçalar arasında, Mekke’nin resmedildiği 17. yüzyıldan İznik çinisi; 13. yüzyılda Bağdat’ta yaşamış önemli katip Yakut El- Musta'sımi’ye ait çok nadir bir eser olan hat (kaligrafi) albümü ve 19. yüzyılın son çeyreğine ait ipek İran (Heriz) halısı bulunuyor."

Mekke’de Kabe ve Mescid-i Haram’ı resmeden İznik Çinisi (tahmini değer 50,000-60,000 İngiliz Poundu), Victoria and Albert Museum, Louvre, British Museum, Benaki Museum ve Metropolitan Museum of Art gibi, dünyanın en ünlü İslami sanat koleksiyonlarının yer aldığı sanat kurumlarına ait eserlerle kıyaslanabilecek bir değere sahip. 13. yüzyıl sonlarında Bağdat’ta yaşamış ünlü hattat Yakut El- Musta'sımi’nin değerli ve nadir Hat Çalışmaları Albümü (Müfredat), tahmini olarak 100,000-200,000 İngiliz Pound’u değerinde. İpek Heriz Halı’nın (2.91cm x 2.16 cm; tahmini değeri 40,000-60,000 İngiliz Poundu) yanı sıra, müzayedede satışa sunulacak bir diğer değerli tekstil ürünü ise 19. yüzyıldan, Kırmızı İpekten Yapılmış Osmanlı Sancağı; değeri ise yaklaşık 30,000-40,000 İngiliz Poundu.

İlk görsel: I&I Lot 17 Kuran Tezhibi​

Çalışmalarında günlük yaşamdan beslenen Ian Stevenson, işlerinde her türlü günlük objeye yer veren isimlerden. Onun çalışma alanı büyük ölçekli bir bina duvarı da olabiliyor çöp kutuları da.. Rutin günlük yaşamın koşturmacasında sanatçının işlerini fark edip de gülümseden geçmek bir hayli zor.

Çalışmalarını sokak dışında kumaş ve kağıt üzerinde de sergileyen sanatçının, ironik bir tarza sahip olduğunu söylemek mümkün. Fotoğraflar üzerine yaptığı çocuksu çizimleri, sokaklara yazdığı nüktedan cümleleriyle farklı bir tarzı olduğu kesin!

İsrailli sanatçı Ronit Baranga, mutasyona uğramış organlar kullandığı heykelleriyle tedirginlik hissi uyandırıyor. Fincanın içinde açılmış bir ağız, tabaktan çıkan parmaklar, iç içe geçmiş eller, şeytana benzeyen bebekler sanatçının resimlerinde sık sık karşımıza çıkan ürkütücü ögelerden sadece birkaçı.

Seramik ile çalışan Baranga, izleyicileri çarpan görüntüler yaratmayı sevdiğini söylüyor. Örneğin şık yemek takımlarını ironik bir dille dönüştürerek sanatçı seramiğe farklı bir bakış açısı getiriyor.

Londra merkezli illüstratör Grace Helmer, Camberwell College of Arts’da eğitim gördükten sonra birçok dergi, sanat yayını ve kitap için çizim yapmaya başladı. Şehrin kaosu ve günlük olaylardan etkilendiği çizimleriyle tanınan illüstratör bir dizi karikatür serisi de yayımladı.

Sanatçının mizah öğeleri yüklü çizimleri renkli bir dile sahip. Son zamanlarda gif tasarımlarıyla da dikkat çeken Helmer, çizim yapmayı günlük tutmaya benzetiyor.

Meksikalı sanatçı Alejandrina Herrera illüstrasyonlarında kullandığı ölçek ve oranlardaki ince detaylarıyla dikkat çekiyor. Kolaj tekniğini sıklıkla kullanan sanatçı işlerinde genellikle büyük bir obje ya da insanın üzerine ve çevresine küçük insan figürleri yerleştiriyor.

Çalışmalarında genellikle arka planı boş bırakan Herrera bizi fantastik dünyasına davet ediyor. Sanatçının çizimlerindeki soğuk renkler ve minimalist detaylar ağır basarken, portrelerinde donuk suratları fark ediliyor.

Çalışmalarında Rönesans dönemini günümüze uyarlayan Claudia Rogge, 2013 yılında İstanbul’da Galeri Artist’de bir sergi gerçekleştirmişti. Resimlerinde farklı halk kitlelerine mensup bireyleri kullanarak toplulukları ele alan sanatçı, sarsıcı fotoğraflar çekiyor.

Fotoğrafçının çalışmalarının en bilinir ortak yanı dikkat çekici, ritmik ve çoğul sahneleri ele alması. Rogge fotoğraflarında kolaj ve manipüle tekniklerine de başvurarak illüzyon etkisi yaratan görüntüler oluşturuyor.

Brezilyalı sanatçı Nele Azevedo Melting Men adını verdiği projede buzdan heykeller tasarladı. WWF (Dünya Doğayı Koruma Vakfı) iş birliğinde gerçekleştirilen proje küresel ısınmaya dikkat çekmek amacını taşıyor.

Sanatçı 2001 yılında başladığı Minimum Monument isimli projesinin bir parçası olarak gerçekleştirdiği Melting Men’de toplumsal hatta küresel bir soruna parmak basıyor. Eriyen buzdan heykeller yaşam ve ölüm arasındaki ince çizginin hassaslığını vurguluyor.

Kolaj, illüstrasyon ve moda tasarımlarıyla tanıdığımız Meriç Canatan, yenilikleri keşfetmeyi seven bir isim. Yaşamına ve çalışmalarına Londra’da devam eden Canatan, kolajlarında moda simgelerini kullanıyor. İnsan portrelerini dönüştüren renkli ve çekici kolajlarıyla fark edilen sanatçı, zıtlıkların onu beslediğini söylüyor. Canatan’ın çalışmalarında geometrik formlar ve karışık detaylar dikkat çekiyor.

Eski dergileri ve afişleri el yapımı kolajlar oluşturmak biriktiren getiren Joe Webb, photoshop tekniğine de sık sık başvuruyor. Dönüşüm, hayalcilik, gerçeküstü öğeler sanatçının işlerinde sık sık kullandığı vazgeçilmez öğeleri.

Foto manipülasyon konusunda iddialı olan Webb, eserlerini internet üzerinden sergileyip satıyor. 1976 doğumlu sanatçının çalışmaları günümüzden öğeleri eski dönem resimlerle birleştiriyor. Webb’in toplumsal sorunları, popüler gündemle birleştirerek ortaya çıkarttığı eleştirel bir tarzı var.

New York merkezli sanatçı Michael Mapes, kesilmiş resimleri iğne ile tutturararak şaşırtıcı portreler oluşturuyor. Çalışmalarında iğne, şişe, laboratuvar tüpleri, büyüteç gibi birçok gündelik eşyaya yer veren Mapes’in birçok farklı disiplinden beslenen bir tarzı var.

Çalışmalarında ağırlıklı olarak kolaj öğelerine rastlanan Mapes, Rembrandt ve Nicolaes Eliasz Pickenoy gibi ressamların eserlerini farklı materyallerle kolajlıyor. “Kullanacağım nesneyi, hem mecazi hem de gerçek anlamda parçalarına ayırıyorum. Bunun için ise bir tablonun fotoğrafını seçmem ve bu fotoğrafın parçalarının oluşacak yeni yapılanmada benzersiz ve kompleks anlamlar taşımaları için ne şekilde kullanılabileceklerine karar vermem gerekiyor” diyen sanatçı bir deney yapıyormuşçasına titizlikle üretimlerini gerçekleştiriyor.