
Christie’s’in pazar günü düzenlemiş olduğu “Bound to Fail(Kaybetmeye Mahkum)” adlı açık arttırmanın yıldızı Maurizio Cattelan’ın Hitler heykeli oldu. Heykel 17,2 milyon dolara kimliğini açıklamayı tercih etmeyen bir alıcıya satıldı.
Şu sıralar Guggenheim’da sergilemeyi planladığı altın tuvaletle gündemde olan Cattelan, 2012’de Him adını verdiği Hitler heykeli yerleştirmesiyle sanat dünyasında tartışmaya neden olmuştu.Sanatçı, dizlerinin üzerinde, çocuk/adam formlu bir Hitler heykelini, 2.Dünya Savaşı esnasında 300.000 Yahudi’nin öldürüldüğü Varşova Gettosunda sergilemeyi seçmişti. İzleyiciler sadece tahta kapıdaki bir delikten bakarak figürün sırtını görebiliyorlardı. Bu açıdan figür küçük, zararsız bir çocuk gibi algılanıyordu.
“En büyük katiller bile bir zamanlar tatlı ve masum çocuklardı” anafikriyle izleyiciyi kötülüğün doğası üzerine düşündürmeye sevk eden yerleştirme, kimilerini rencide etti, kimilerinde de hassasiyet uyandırdı. Fakat herkes bir konuda hemfikirdi ki, yerleştirme dehşet etkileyiciydi.
Rakamlar, sembolik hikayeler, alegoriler… Tüm bunlar Elias Santis'in resimlerinin arka bahçesinde gizlenen ilham ögeleri arasında yer alıyor. Gizem kavramından beslenen sanatçı görünmez bir boyutun izini sürdüğününü ve bilinmeyenin ardında dolaştığını söylüyor.
Çalışmalarında yaptığı gözlemlerden ve yakın çevresinden beslenen Santis, sessizliğin de kendince bir anlamı olduğunu ve bu anlamı aradığını söylüyor. Resimlerinde kullandığı fantastik dil ile dikkat çeken sanatçı, rüyalardan ilham alıyor.
7 Mayıs-12 Haziran tarihleri arasında sanatçı Duke Riley gün batımında düdüğü çalacak ve ayaklarına LED ışıkları bağlanmış 2000 adet güvercin Brooklyn Nehri üzerinde gösterilerine başlayacak.
Performans, eski haberleşme araçları ve bugünün aşırı teknolojik dünyası arasındaki farkı vurgularken New York’un tarihi boyunca güvercinle olan ilişkisine de dikkat çekiyor.
1960’lara kadar şehirde binlerce güvercin yetiştiricisi varken şimdi bu sayı 200’ün altında. Çoğu yetiştirici de güvercinlerine mahalle baskısı yüzünden veda etmek zorunda. Sanatçının çoğu güvercini kendisine bu tip nedenler yüzünden bağışlanmış.
Fly by the night isimli bu performans şu aralar New York’un en dikkat çekici etkinliklerinden biri olsa da bu Riley’nin güvercinlerle gerçekleştirdiği ilk çalışması değil. 2013 senesinde Trade with the enemy (Düşmanla takas) projesinde güvercinler sanat namına Havana’dan puro kaçakçılığı yapmıştı.
Londra'nın göbeğinde bir galeri. Kapısına kilit vurmuş. İçerisi zifiri karanlık. İflasın eşiğinde diye düşünmek işten değil.
Meraklılar için kapısına asılmış not/ eser künyesi var:
Maria Eichorn
5 Hafta, 25 Gün, 175 Saat
23 Nisan - 29 Mayıs 2016
Berlin merkezli sanatçı Maria Eichorn, Chisenhale Gallery’deki sergisinde iş kavramının üretkenlikle olan bağını sorguluyor. Bu yüzden serginin temel öznesi galerinin çalışanları. Mayıs boyunca galeri çalışanları istediklerini yapacak ve maaş almaya devam edecek. Daha da iyisi bu süreç içerisinde galerinin inbox’ına düşen bütün mailler otomatik olarak silineceği için de mayıs sonunda çalışanları bekleyen yığılmış işler olmayacak.
Güney Koreli illüstratör Jiwoon Pak, Fransa'daki Valenciennes Fine Art School'da eğitimini tamamladıktan sonra freelance olarak çalışmaya başlamış. Sanatçının işlerinde ağırlıklı küçük kız figürleri ve sıklıkla kullandığı hayvan, bitki ve böcek formları dikkat çekiyor.
Sembolik ve mistik bir anlatımı tercih eden Pak, geleneksel Japon kültürü detaylarını da çalışmalarına yansıtıyor. Masallardan ilham aldığını söyleyen sanatçı, resmettiği donuk bakışlı küçük çocuk süretleriyle tanınıyor.
Arjantin doğumlu Britt Snyder, figüratif resimlerinde mistik, metafizik ve gizem yüklü öğeleri harmanlıyor. Birbirine karışmış suratlar, dönüşmüş ve deformasyona uğramış bedenler ve belirsiz vücutlar Snyder'in resimlerinin en dikkat çekici özelliklerinden birkaçı.
Bulanık fırça darbeleri ve hayaleti andıran figürler gerçeklik ile hayal hissini daha da belirsizleştiriyor. Snyder uçuculuk ve kimliksizlik temalarından beslenerek üretimlerini sürdürdüğünün altını çiziyor. Sanatçı 23 Haziran – 20 Temmuz tarihleri arasında “Edge of Realism” adlı sergiyle Abend Gallery’de olacak.
Müzik tarihinin 20.yüzyıldaki en haşarı çocuklarından olan Iggy Pop, bu sefer beyaz perdede rahat durmayacak! Bu yıl son stüdyo albümü Post Pop Depression’ı yayımlamasının ardından Blood Orange filmindeki rolü ile konuşulmaya başlandı. 17 Mayıs’ta Amerika’da vizyona girmesi planlanan filmin yönetmeni Tony Tobias. Genç karısı Isabelle’nin (Kacey Barnfield), tehlikeli eski sevgilisinin (Ben Lamb) yeniden gün yüzüne çıkması ile rahatı bozulan rockstar Bill’in (Iggy Pop) etrafında gelişen konusu ile beklenen Blood Orange’nin ülke sınırlarına teşrif edeceği tarihi sabırsızlıkla bekliyoruz.
Karmen Ayvazyan, somut bir gerilim hissi uyandıran ve rahatsız edici duygularla yüklü fotoğraflarıyla bilinirlik kazandı. Ayvazyan denince akla gelenler arasında canlı renkler, moda çekimleri, absürt detaylar ve zıtlıklar başı çekiyor.
"Hair" serisiyle gerçeküstü imgelere imza atan Belçika merkezli fotoğrafçı, sık sık gündelik nesneleri çalışmalarında kullanıyor. Saçları başrole taşıdığı serisinde yemek tabağı, hediye kutusu ya da fincan gibi gündelik eşyaların içine birer tutam saç yerleştiren Ayvazyan, iticiliğin gücünden ilham alıyor.
İlki 1999 yılında Colorado’da yapılan Coachella Festivali, her yıl birbirinden ‘büyük’ isimleri line up’ında dizmeyi ve müzikseverlerin iştahını kabartmayı her seferinde başarıyor. Bu yıl ise Coachella’nın gizli kahramanları bambaşka bir ekim ayı yaşatmayı planlayarak harekete geçiyor. 7-8-9 Ekim’de efsaneler ligini Colorado’da sahaya çıkartmaya hazırlanan Coachella ekibinin hazırladığı Desert Trip adeta bir megafest! The Rolling Stones, Bob Dylan, Paul McCartney, Neil Young, Roger Waters, The Who gibi isimlerden oluşan festivalin biletleri de takdir edersiniz ki klasmanının hakkını veriyor. 9 Mayıs’ta satışa çıkacak olan biletler, konaklama ve diğer tüm detayların güncel haline ulaşmak için Desert Trip’in internet sitesini takipte kalın. Bu ekim tahmin ettiğimizden ağır(!) geçecek gibi.
2006 yılında kurulan ve akabinde bina inşası aynı yıl Amerikalı mimar Frank Gehry tarafından yapılan The Foundation Louis Vuitton, Fransa başta olmak üzere global anlamda çağdaş sanatı ve sanatçıları destekleyen bir topluluk. Bina şuan psychedelic dokunuşlar ile gündemde. Fransız kavramsal sanatçı Daniel Buren ile çalışan The Foundation Louis Vuitton ekibi, Buren’in ‘Observatory of Light’ eserini dış mekanlarıyla bütünleştiriyor. Pembe, yeşil, mavi ve sarı tonlarına sahip 13 faklı renk paneli, 3 600 parça cam ile dönebilir noktalarla mimariye sabitleyen Buren, adeta 20 farklı ‘yelkenli’ yaratacak. Gün ve mevsim değişkenlerine göre hareket etmesi planlanan bu panellerin, gün ışığı ile bir şova dönüşeceği kesin! The Louis Vuitton Foundation’ın bu özel sergileme için tarihi 11 Mayıs olarak duyurdu.