
Kişisel çalışmalarında BOB imzasını kullanan Uğurcan Ataoğlu’nun “İsimsiz/Untitled” başlıklı kişisel sergisi 30 Mart’a kadar Metrohan’da sanatseverlerle buluşacak.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Dairesi Başkanlığı (İBB Kültür) ve İBB Miras’ın katkılarıyla düzenlenen “İsimsiz/Untitled” sergisi, sanatçının çizgilerinin yanı sıra çizdiklerinin üç boyutlu heykellerini ve dijital animasyonlarını da izleyiciyle buluşturuyor. Son yıllarda yaptığı kişisel çalışmalarında BOB takma adını kullanan sanatçının yeni sergisinde sadece çizgileri değil, çizdiklerinin üç boyutlu heykelleri ve dijital animasyonlarıyla da yer alıyor. BOB’un yerel ruhundan beslenen evrensel çizgilerinin fiziksel formlara dönüşmesi hem mekânsal deneyimi zenginleştiriyor hem de ziyaretçileri, BOB’un dinamik dünyasını keşfetmeye davet ediyor.
Davide Cali ve Benjamin Chaud’un çocukların hayal gücüne ve yaratıcılığına övgü niteliğindeki “Okuldaki Hayalci” dizisinin beşinci kitabı İnanılmaz Okulum Hakkındaki Gerçek, Alara Beykan’ın çevirisiyle Günışığı Kitaplığı’ndan çıktı.
Yeni arkadaşını hızlı bir okul turuna çıkaran çocuğun sınırsız hayal gücünü yansıtan kitapta, Elvis Presley, Picasso, Pippi Uzunçorap ve daha nicesi var. Birçok sanat dalını, kitapları ve farklı güncel konuları öyküler ve desenlerle anlatan bu dizi, küçük büyük herkese eğlenceli bir okuma deneyimi sunuyor.
“Henri, yeni sınıf arkadaşına okulumuzu gezdirir misin lütfen?" "Aslında, görülecek pek bir şey yok. Gürültülü müzik odasından, gizli bir deney yürüttüğümüz laboratuvara ulaşır, bahçeye kestirme kaydıraktan iner, tuhaf yüzme hocasıyla tanışır ve koridorda ezilmezsek, kantindeki yemeğe yetişiriz. Bugün patates günü!”
İstanbul Film Festivali, Ömer Kavur’un Barış Pirhasan ile birlikte yazdığı senaryodan sinemaya aktardığı, başrollerini Kadir İnanır ile Zuhal Olcay’ın paylaştığı, 1985 yapımı Amansız Yol’u Atlas Post Production tarafından restore edilmiş kopyasını sinemaseverlerle buluşturacak.
İstanbul Film Festivali, Zurich Sigorta Grubu Türkiye iş birliğiyle Türk sinemasının önemli yapıtlarını restore ettirerek yeniden beyazperdeye taşıyor. Sinemamızın özel filmlerinden biri olan Amansız Yol, 11-22 Nisan tarihlerinde gerçekleştirilecek 44. İstanbul Film Festivali’nde restore edilmiş kopyasıyla gösterilecek.
Ömer Kavur’un, Kerem Şahin’in Çıkmaz Yollar adlı öyküsünden esinlenerek Yeşilçam sinemasında pek sık işlenmeyen yol, suç ve takip temasını ele aldığı Amansız Yol, 1985’te Kültür Bakanlığı Sinema Ödülü, 1986’da İstanbul Film Festivali’nde (o dönemki adıyla Uluslararası İstanbul Sinema Günleri) En İyi Türk Filmi Ödülü’nü kazandırırken, 1985 Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde Zuhal Olcay’a da En İyi Kadın Oyuncu Ödülü getirdi.
Bu yıl, İstanbul Film Festivali’nin Sinema Onur Ödülü’nü alacak olan Zuhal Olcay, filmi şu sözlerle anıyor: “Ömer Kavur, Türk Sineması'nda kendi anlatım tarzını oluşturmuş, filmlerinde genellikle insan ilişkileri, sosyal meseleler ve bireysel varoluş gibi temaları işleyerek izleyiciyi düşündürmeyi hedefleyen öncü yönetmenlerdendir. Hep hayranı olduğum ve üç kez birlikte çalışma şansım olan Ömer Kavur’un filmlerinde yarattığı o büyülü atmosferin yine hissedildiği bir yol filmi Amansız Yol. Festivale, bu filmi restore ettirilerek yeniden izleyici ile buluşturduğu için sonsuz teşekkür ederim.”
Amansız Yol, Almanya’dan dönen tır şoförü Hasan’ın, eski sevgilisi Sabahat ve evlendiği çocukluk arkadaşları Yavuz’la yollarının kesişmesiyle başlıyor. Hasan, Sabahat ile kızı Ayşe’yi hem bu hayattan hem de peşlerindeki adamlardan kurtarmak için İstanbul'dan Mardin'e götürmeye karar verir. Ancak Sabahat’ın isteksizliği ve Hasan’la olan geçmişlerinin hesaplaşması, aralarındaki çatışmaları şiddetlendirir.
Ömer Kavur’un yönettiği Amansız Yol’un senaristleri Ömer Kavur ile Barış Pirhasan, görüntü yönetmeni Orhan Oğuz, kurgucusu Mevlüt Koçak, yapım görevlisi Sadık Deveci. Filmde yer alan müziklerin bestecisi ise Uğur Dikmen. Filmde, Kadir İnanır ile Zuhal Olcay'ın yanı sıra Yavuzer Çetinkaya, Mine Çayıroğlu, Ferda Ferdağ, Mustafa Dik, Ümit Yesin, Hasan Yıldız da rol alıyor.
Görsel sanatlar alanındaki güncel çalışmalar için alan açmak ve üniversiteli öğrencilere destek olmak amacıyla Hitay Vakfı tarafından düzenlenen Hitay Vakfı Sanat Yarışması’na başvurular başladı.
Hitay Vakfı Kurucu Başkanı Emin Hitay’ın özel girişimi ile başlayan, 12 yıldır resim, heykel, fotoğraf gibi bölümlerden sanat öğrencileri arasında düzenlenen yarışmayla, her yıl 4 öğrencinin Art Basel ve Venedik Bienali’ne gitmelerine destek veriliyor. Hitay Vakfı Sanat Yarışması’na başvurular 14 Mart tarihine kadar devam ediyor. Jüri tarafından yapılacak değerlendirmenin ardından seçilen 10 portfolyo sahibi, 14 Haziran-14 Eylül tarihleri arasında Berlin’de gerçekleştirilecek olan 13. Berlin Bienali’ne 1 haftalık bir keşif programına gönderilerek; Berlin sanat dünyası, bienal ve gerçekleşecek olan sergiyi izleme fırsatı bulacak. Bu gezi bursunu kazanan isimler 21 Mart tarihinde duyurulacak.
2013 yılından bu yana 8 kez Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi ile düzenlenen Hitay Vakfı Sanat Yarışması, geçtiğimiz yıl ilk kez Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi ile programlandı. 7 Kasım-22 Aralık 2023 tarihlerinde gerçekleşen son yarışmada, 60. Venedik Bienali Gezisi’ne katılım bursu kazanan Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencileri belirlendi. Şimdiye kadar tüm yarışmalar sonucunda 31 öğrencinin uluslararası sanat alanında yer alan alternatif projeleri deneyimlemelerine ve kişisel üretimlerine yepyeni vizyonlar eklemelerine destek olundu. 2025 yılı itibariyle ise yarışma, büyüyerek tüm Türkiye’ye ve öğrencilere sesleniyor.
Hitay Vakfı Sanat Yarışması hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
2024 yılında aramızdan ayrılan Füruzan’ın 1971 yılında yayımlanan Parasız Yatılı kitabındakilerden önce dergilerde yayımlanmış ilk öykülerinden oluşan Gece Yarısı Mavisi adlı kitap Yapı Kredi Yayınları’ndan çıktı.
Hayattayken, 2023 yılında yayımlanan son öykü kitabı Akim Sevgilim’den sonra Füruzan, Gece Yarısı Mavisi adı altında ilk kez kitaplaşan öyküleriyle edebiyatımızda yarattığı “Füruzan olayı”nı tamamlıyor. Olcay Akyıldız ve Bilge Ulusman tarafından hazırlanan kitap, 1956-1962 yılları arasında dönemin belli başlı edebiyat dergilerinde (Seçilmiş Hikâyeler, Yenilik, Türk Dili, Pazar Postası, Yeditepe, Dost) yer almış on altı öyküden oluşuyor.
“Bu çalışmayla ilk kez bir araya gelen on altı öykünün, daha önce süreli yayınlara girmiş ve edebiyat kamusuyla buluşmuş olması, etik bir sınır ihlali endişesini peşinen lağvediyordu; ancak bu öykülerin bir kitap oylumunda yayımlanmasının elzem olduğunu, metinlerin biçim, dil ve içerik özelliklerinin yanı sıra, feminist edebiyat eleştirisi perspektifinden de tartışılmaz bir hakikat olarak değerlendirmeliyiz. Füruzan’ın ilk öyküleri, yalnızca 1950 kuşağı öykücülüğü ile kurduğu sıkı bağlar açısından değil, aynı dönemde edebi metin üreten diğer kadın yazarlarla diyaloğu açısından jino-eleştirel bir okumayla da ele alınmalıdır. Bu çalışmaların ilk adımı ise elbette bu öykülerin ulaşılabilir bir bütün halinde ortaya konmasıdır.”
17-27 Mart tarihleri arasında Selim Evci direktörlüğünde gerçekleşecek 21. Akbank Kısa Film Festivali’nin onur konuğu Zeki Demirkubuz olacak.
Kısa filmin yaratıcı gücünü desteklemek ve genç sinemacıların sesini duyurmak amacıyla düzenlenen Akbank Kısa Film Festivali, uluslararası bir platformda yeni bakış açılarına alan açmayı hedefliyor. Bu yılın onur konuğu, son olarak Oscar ödüllerinde Türkiye’nin “En İyi Uluslararası Film” adayı olarak belirlenen Hayat filmine imza atan Zeki Demirkubuz olacak. Türkiye sinemasının önde gelen yönetmenlerinden Zeki Demirkubuz 21. Akbank Kısa Film Festivali “Deneyimler” bölümü kapsamında, genç sinemacılarla ve sinemaseverlerle buluşacak. Buluşmada Demirkubuz’un son filmi Hayat gösterilecek ve yönetmen, yaratım süreci, yapıtları ve sinemaya bakışı üzerine kişisel deneyimlerini paylaşacağı bir söyleşi gerçekleştirecek.
Belgesel Sinema bölümüne ise Afganistan’daki toplumsal gerçekleri cesurca ele alan çalışmaları ile tanınan, belgesel sinemanın güçlü seslerinden Sahra Mani konuk olacak. Uluslararası alanda büyük yankı uyandıran filmi A Thousand Girls Like Me yönetmenin katılımı ile festivalde yer alacak. Kısadan Uzuna bölümü bu yıl yönetmen Vuslat Saraçoğlu’nu konuk edecek. Saraçoğlu, 37. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde En İyi Film ödülünü kazanan ilk uzun metraj filmi Borç ve kısa belgeseli Müslüm Baba’nın Evlatları’nın gösterimleriyle sinemasal yolculuğuna dair deneyimlerini paylaşacak.
Bu yıl festivalin “Dünyadan Kısalar” Uluslararası Yarışmasına sinema dünyasının önemli isimlerinden oluşan bir jüri eşlik ediyor. Yarışma jürisinde; yönetmen Min Bhadur Bham, oyuncu Yasemin Kay Allen, yönetmen Charles Williams, belgesel yönetmeni Sahra Mani, film küratörü ve akademisyen Giulia Iannello ve Akbank Sanat Müdürü Derya Bigalı yer alıyor.
21. Akbank Kısa Film Festivali, 17-27 Mart tarihleri arasında Akbank Sanat ve Kadıköy Sineması’nda gerçekleşecek festival çevrim içi olarak da takip edilebilecek. Tüm gösterimler ücretsiz olarak izleyicilere sunulacak. 21. Akbank Kısa Film Festivali hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Pg Art Gallery, dokuz sanatçının daha önce galeride hiç sergilenmemiş eserlerinden oluşan “Görülmemiş Olan” başlıklı yeni sergisini 1 Mart’a kadar sanatseverlerle buluşturuyor.
ChatGPT küratörlüğünde gerçekleşen “Görülmemiş Olan” başlıklı sergi, sanatçıların yaratıcı süreçlerindeki yeni adımlarını ve deneysel çalışmalarını izleyiciyle buluşturuyor. Her eser, izleyiciyi keşif ve anlam arayışına davet ederken, aynı zamanda farklı malzemeler, teknikler ve kavramlar üzerinden şekillenen bir diyalog alanı yaratıyor. Sergideki eserler, belirli bir temadan ziyade sanatçılar arasındaki çeşitliliği ve özgünlüğünü öne çıkarıyor. Farklı disiplinlerde üretilen ve dokusal detaylardan güçlü figüratif sahnelere, algıyı zorlayan geometrik düzenlemelerden organik formlara kadar geniş bir yelpazede sunulan işler, izleyiciyi hem görsel hem de kavramsal olarak yeni deneyimlere yönlendiriyor. Sergide; Ceren İren, Funda Alkan, Hasan Pehlevan, Je M’appelle Macid, Lara Törün, Metin Ertürk, Ömer Faruk Yaman, Sevim Kaya, Sinem Demirci’nin işleri izleyicilerle sunuluyor.
Bu sergi aynı zamanda dijital bir küratörün insan yaratımı sanat eserlerine nasıl anlam katabileceği ve sanatçı ile izleyici arasında bağ kurabileceği fikrini de keşfediyor. ChatGPT küratörlüğünde sunulan bu sergi, teknolojinin sanat dünyasındaki yenilikçi rolünü sorgularken, sanatseverlere farklı perspektifler sunmayı amaçlıyor. “Görülmemiş Olan”, sanatçıların daha önce deneyimlenmemiş bakış açılarını ve yaratıcı cesaretlerini paylaştıkları bir platform yaratıyor. Her eser, sanatçının sanat pratiği ve anlam biçimi üzerine yeni bir sayfa açarken, izleyiciyi de kendi algılarının sınırlarını sorgulamaya ve bütününden parçaya giden bir yola davet ediyor.
Şair Metin Altıok’un anısına Kırmızı Kedi Yayınevi ile Zeynep Altıok’un birlikte düzenlediği bu yıl 18’inci kez armağan edilecek Metin Altıok Şiir Ödülü için başvurular başladı.
Yarışmaya katılmak isteyenler 2024 yılı içerisinde yayımlanmış şiir kitaplarından dokuz kopyayı, iletişim bilgileri ve özgeçmişleriyle birlikte 28 Şubat 2025 tarihine kadar Kırmızı Kedi Yayınevi’ne göndererek başvurularını yapabilirler. Ödülün veriliş yeri ve tarihi daha sonra açıklanacak.
Metin Altıok Şiir Ödülü için Başvuru Koşulları:
-Adayların, dokuz adet basılı kopyayı iletişim bilgileri, özgeçmiş detayları (kitabın içerisinde yer almıyorsa) ve “16. Metin Altıok Şiir Ödülü’ne **** adlı kitabımla başvuruda bulunuyorum” notuyla Kırmızı Kedi Yayınevi’nin adresine iletmeleri gerekmekte.
-Adayların kitabı PDF formatında göndermeleri hâlinde başvuruları değerlendirmeye alınmayacak.
-2024 yılı öncesi ve sonrası yayımlanmış kitapların başvuruları kabul edilmeyecek. Adaylar, yalnızca 2024 yılında yayımlanmış kitapları ile başvuru yapabilirler.
-Adayların, başvuruda bulunmak istedikleri kitabı 28 Şubat 2025 saat 17.00’ye kadar Yayınevi’ne göndermeleri gerekmekte.
-Daha önce Metin Altıok Şiir Ödülü’nü kazanmış bir yazar ikinci defa ödüle başvuruda bulunamaz.
Kırmızı Kedi Yayınevi Adresi: Ömer Avni Mahallesi, Emektar Sokak No:18 Gümüşsuyu Beyoğlu/İstanbul (0212) 244 89 82
ENKA Sanat, yeni sezonda her yaştan sanatsevere hitap eden geniş bir etkinlik programını katılımcılarına sunuyor.
4 Şubat’ta Güvenç Dağüstün ve Burçin Büke imzası taşıyan Geleneklerin Yankısı başlıklı projenin dünya prömiyeriyle başlayacak programda, genç sanatçılara sahne açan “ENKA Sahne Gala Konseri” ve çocuklara yönelik gölge tiyatrosu Çöp Canavarı’nın yanı sıra, son zamanların öne çıkan tiyatro oyunlarından geniş bir seçki yer alıyor. Usta tiyatrocular Genco Erkal, Yıldız Kenter ve yönetmen Işıl Kasapoğlu’nun hayat hikâyelerini anlatan belgeseller, 27 Mart Dünya Tiyatro Günü’nde peş peşe ücretsiz olarak gösterilecek.
ENKA Sanat’ın yeni sezon programı hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Etkinlik Programı:
4 Şubat Salı, saat 20.30 / Güvenç Dağüstün & Burçin Büke “Geleneklerin Yankısı: Doğu ve Batı’nın Uyumlu Buluşması”
13 Şubat Perşembe, saat 20.30 / Bana Kimse Ne Olduğunu Anlatmadı
18 Şubat Salı, saat 20.30 / Borusan Quartet “Oda Müziğinin Ustaları”
23 Şubat Pazar, saat 14.00 / Çöp Canavarı
25 Şubat Salı, saat 20.30 / Ölüyor mu ne?
11 Mart Salı, saat 20.30 / Yarın Belki de
16 Mart Pazar, saat 15.00 / ENKA Sahne Gala Konseri
19 Mart Çarşamba, saat: 20.30 / Macbeth
21 Mart Cuma, saat: 20.30 / Müfettişler
27 Mart Perşembe, saat: 17.00 / Belgesel Maratonu (17.00-18.30 Genco, 18.45-20.45 Caniko, 21.00-23.00 Anlatmadan Yapamam)
7 Nisan Pazartesi, saat: 20.30 / Mercaniye Çok Yaşa
14 Nisan Pazartesi, saat: 20.30 / Estragon Şapkasını Lucky’ninkinin Yerine Giyer ve Lucky’nin Şapkasını Vladimir’e Uzatır
24 Nisan Perşembe, saat: 20.30 / Martı mıyım?
28 Nisan Pazartesi, saat 20.30 / Babil Kuleleri
6 Mayıs Salı, saat 20.30 / Borusan Quartet “Yansımalar”
8 Mayıs Perşembe, saat 20.30 /Zuhal Olcay
Artopol Gallery, sunucu ve yapımcı Ömer Öztürk’ün “Orada” başlıklı kişisel sergisini 11 Şubat-9 Mart tarihleri arasında sanatseverlerle buluşturacak.
Son 10 yılını bu projeye hazırlıkla geçiren Ömer Öztürk, “Orada” sergisiyle, analog makinesi ve panoramik format kullanarak çektiği fotoğrafları hikâyeleştirip filme dönüştürüyor. Ömer Öztürk, genetik bir nedenle renk körlüğü yaşamaktadır ve eserlerinde dijital dünyadan ve photoshop tekniklerinden tamamen bağımsız kalmayı tercih ediyor. Bu sergide, siyah beyaz fotoğraflarının yanı sıra, renklerin canlılığını hissedeceğiniz cam baskı tekniği ve klasik fine art kâğıt baskı yöntemlerini birleştirerek göz alıcı bir görsel deneyim sunuyor.
“Orada” sergisi, izleyiciyi Capri Adası, Roma, Paris, Barcelona, Prag, Atina gibi dünya çapında ünlü şehirlerin yanı sıra Kapadokya, Vatikan ve Como Gölü gibi benzersiz lokasyonlara da götürüyor. Sergideki Güney Afrika’da çekilen ve bir sonraki serginin ilk karesi olarak paylaşılan Afrikalı Amerikanlar adlı fotoğraf da dikkat çekiyor.
Sergi boyunca Art Pop Quiz Night gibi interaktif bir deneyim de sanatseverlerle buluşacak. Serginin 11 Şubat’ta gerçekleşecek açılışında ziyaretçiler sanatçının ve galerinin konuğuyla birlikte sergiyi gezebilecek.
Künye:
1. Roma'da Tenis
2. Faraglioni Kayalarına Doğru
3. Sevgili Eşek Arıları