Işığın ve gölgelerin ustası Flemenk ressam Rembrandt, yeni araştırmalara göre eserlerinin ilk adımında projeksiyona dayalı bir kopya yöntemi kullanıyormuş. İddiaya göre sanatçı, aynalardan oluşan bir mekanizmayla görüntüyü önce tuvale yansıtıyor ve yansımanın çevresinden kalemle geçiyor. 

Klasik resim ustalarının optikten faydalanarak birebir gerçekçi tekniklerini oluşturmuş olabilecekleri teorisini ilk olarak 2000'de David Hockney gündeme getirdi. Ardından Oxford merkezli sanatçı Francis O'Neill ve Sofia Palazzo Corner, bu iddiayı bir sonraki adıma taşıyarak dönemin teknolojisiyle nasıl bir mekanizma yarattıkları konusunda araştırmalara başladılar. O'Neil'a göre Rembrandt'ın ustalaştığı chiarascuro (ışık ve karanlık zıtlığının resimde kullanımı) tekniği, ancak ve ancak projeksiyon yöntemiyle bu derece başarılı elde edilebilir. 

Bu yeni ve popüler fikrin savunucularının yanında bir o kadar da karşı gelenler var. Kimisi de Rembrandt'ın ve benzeri resim ustalarının kopya çekip çekmediğiyle ilgilenmiyor. Nitekim asıl ustalık, çizim safhasından sonra boyayla elde edilen renk ve ışıkla ortaya çıkıyor.

1920 doğumlu fotoğrafçı Helmut Newton, fotoğraf tarihindeki moda fotoğrafçılığı tanımını kendine has üslubuyla yeniden yaratan özel fotoğrafçılardan. Yarı Alman yarı Avusturalya kökenli sanatçı ilk fotoğraf makinesini 12 yaşında eline aldıktan sonra Melbourne'e daha sonra da 1950'li yıllarda Londra'ya taşınıyor. Londra'da kariyerinin en parlak dönemlerine başlayacağı Vogue dergisi ile çalışan sanatçı bir süre sonra Paris'e yerleşip Harper's Bazaar, Vogue'un Fransız edisyonu ve çeşitli Alman moda dergilerine de fotoğraflar çekiyor. 

Kadın anatomisini bambaşka formlarda ele alan Newton 'herkesten farklı bir kadın' olarak nitelendirdiği Avusturalya'lı aktiris eşi June Browne* ile uzun ve gündemden düşmeyen bir ilişki yaşadı. Bir süre sonra oyunculuktan daha çok fotoğrafçılığa merak salan June Browne ile 1999 yılında Us and Them kitabını yayımladılar. İkilinin ilişkilerini anlatan ve zaman zaman dönemin ünlülerinin de fotoğraflarına yer veren bu kitap, Newton ve Browne'nin fotoğrafı nasıl farklı açılardan ele aldığını da anlatıyor. Helmut Newton and Alice Springs: Us and Them kitabı şimdi Taschen aracılığı ile yeniden raflarda yerini buldu. Arşivinizin nadide parçalarından olmaya aday...

*Alice Springs, June Browne'nun fotoğrafçılığa başlamasıyla birlikte kullandığı takma ad.

Moda dünyasının norm dışı tasarımcılarından biri Alexander McQueen... İngiliz tasarımcının 2010 yılındaki vefatından sonra markası Alexander McQueen moda hayatına devam ediyor. Hala tartışmaya açık olan konu, markanın tasarımcı hayattayken daha sükseli bir grafik çizip çizmemesi olsa da Alexander McQueen yeni kampanya karelerini sundu. Kreatif Direktör Sarah Burton'ın İskoçya'nın doğal ve vahşi yaşamından yola çıkarak atmosferini oluşturduklarını belirttiği kampanyanın fotoğrafları Jamie Hawkesworth'a ait. Çoğunlukla siyah beyaz formatta ilerleyen çekimler, Sonbahar/Kış 2016  koleksiyonunun hakim olduğu satenler, özel ışıltılı nakışlar ve uçuşan incelikteki elbiselerden oluşan detaylarını sunuyor. Romantik havanın estiği yeni kampanyanın modeli ise Mica Aganaraz.

Ürkütücü ve absürt çalışmalarıyla tanınan Monica Cook, genel olarak heykel üretimleriyle biliniyor. Ancak sanatçı gerçeküstü resimleriyle de ütopik bir dünya yaratıyor.

Kaos, karmaşık sahneler, sıra dışı ögeler Cook’un en sık başvurduğu detaylar arasında. Vücudu deformasyona uğramış insanlar, korkutucu mimikler ve akıl hastanesini andıran sahneler sanatçının tüyler ürpertici çizimlerinden sadece birkaçı.

Filmler, albümler ve Ekim ayına hazırladığı festivali bir yana David Lynch, yoğun programına hız kesmeden devam ettiği gibi yeni projeler de ekliyor. 2017 yılında 3.sezonu ekranlara düşecek olan dizisi Twin Peaks’i herkes ajandasına not ededursun, Beyond the Beyond: Music From the Films of David Lynch kitabı raflardaki yerini aldı. 192 sayfalık kitabın içinde Lynch’in 1960’lardaki ilk kısa filminden başlayıp günümüze kadar çektiği her hareketli karede kullandığı müzikler hakkında bilgilr, sanatçılarla röportajlar ve fotoğraf dökümanları yer alıyor. Ayrıca 2015 yılında David Lynch Foundation gecesinde sahne alan The Flaming Lips, Duran Duran, Moby, Sky Ferreira, Lykke Li, Karen O, Donovan, Angelo Badalamenti, Jim Jmaes, Chrysta Bell, Tennis, Twin Peaks ve Zola Jesus’ın canlı performans kayıtlarından oluşan özel bir CD de kitapla birlikte geliyor.

Fransızların elektronik müzik kavramının içinde farklı bir skala yakaladığı aşikar. Bu konuda akla ilk gelen Daft Punk olsa da aslında durum biraz farklı. Kitsune ve Ed Banger Records, Fransa’nın indie müzik piyasasında söz sahibi iki farklı plak şirketi ve kuruluşlarından bugüne sayısız ismi müzik piyasasına kazandırmayı ve sevdirmeyi başardılar. Ed Banger Records’un bizlere kazandırdığı en önemli isimlerden biri de Justice oldu.

Xavier de Rosnay ve Gaspard Auge ikilisinden oluşan ekibin kitlesi yadsınamayacak kadar geniş ve genişlemeye de devam ediyor. Grammy ödüllü Justice 2007 ve 2011 yılında yayımladığı iki stüdyo albümünden sonra dün yeni single’larını yayımladı. Justice’in kendine has beat’lerinden vazgeçmediği Safe and Sound diğer albüm ve şarkınlarındaki başarıyı yakalayabilecek mi göreceğiz.

Yeni şarkılarını dinlemeden önce minik bir nostalji için tıklayın.

https://www.youtube.com/watch?v=uXj8FM7lTrw

Dünyanın en büyük açık arttırma şirketlerinden Sotheby's, geride bıraktığımız Ocak ayında hayatını kaybeden David Bowie'nin 380 eserden oluşan sanat koleksiyonunu açık arttırmaya çıkarıyor. 

Özellikle Modern İngiliz Sanatı ve 2. Dünya Savaşı sonrası döneme ilgi duyan Bowie'nin koleksiyonu Damien Hirst'ten Frank Aurbach'a geniş bir seçkiyi kapsıyor. Açık arttırmanın gözdesi ise, Jean-Michel Basquiat'nın 1984 tarihli resmi Air Power. Bowie'nin 1995 senesinde 120.000 dolara aldığı bu tablonun açık arttırmada 3.5 milyon dolara gidebileceği tahmin ediliyor. 

Bowie'nin sanat koleksiyonu önce 20 Temmuz-9 Ağustos tarihleri arasında Sotheby's'in Londra şubesinde, ardından Los Angeles ve New York ve Hong Kong'ta sergilenecek. Turnesini ekim ayında bitiren koleksiyon 10 Kasım'da alıcılarını bulacak.

Los Angeles Sanat Müzesi, Pan'ın Labirenti ve Hell Boy gibi büyülü sinematik evrenlerin yaratıcısı Guillermo del Toro ile birlikte bir sergi düzenliyor. 

1 Ağustos-27 Kasım tarihleri arasında gerçekleşecek olan "Guillermo del Toro: At Home with Monsters" (Guillermo del Toro: Canavarlarla Birlikte Evde) isimli sergi, Meksikalı yönetmenin üretim sürecine mercek tutuyor. Sergi, Toro'nun çizimleri ve yazılarından oluşan defterlerinden filmlerindeki canavar karakterlerinin 3D modellemesine, 500'ü aşkın nesneyi barındırıyor. Ayrıca büyük bir koleksiyoner olarak bilinen yönetmenin başka sanatçılardan topladığı eserlere de yer veriliyor. 

Guillermo del Toro, Los Angeles Sanat Müzesi'nin birlikte çalıştığı ilk fantastik film yönetmeni değil. 2011'de müzenin düzenlediği Tim Burton sergisi müzeye büyük bir görünürlük kazandırmıştı. 

Modanın son gündemi erkek koleksiyonlarının görücüye çıktığı Paris, Londra, Milano ve New York şehirlerindeki defileleriyken bir yandan dünya devi markalar Sonbahar/Kış 2016 kampanyalarını arka arkaya yayımlamaya başladı.

Glam’e yeni bir tanım getiren Gucci ve kreatif direktörü Alessandro Michele yeni kampanyasını su yüzüne çıkarttı. Jack Chambers, Chistopher Paskowski, Joep Van de Sande ve Yan Kumral’ın yer aldığı kareler tabi ki yine renk ve desen karnavalı ile göz alıcı! Minik altyazılarla süslenen kampanyanın fotoğrafları Glen Luchford’a ait. Stylist ise Joe McKenna.

Yıllar geçse de müzik kariyerindeki karizmasından ödün vermeyen isim Nick Cave… Avusturalya’lı sanatçı bugüne kadar müziğin yanı sıra beyaz perdede gerek yazar gerek oyuncu olarak karşımıza çıktığı gibi yazdığı kitaplarla da çok konuşuldu. Yaptığı stüdyo albümleri, kazandığı ödüller ve iş birlikleri ile de gündemlerde hala güncelliğini koruyan Nick Cav, 2005 yılından beri kendisi gibi Avusturalya’lı müzisyen Warren Ellis ile bazı projelerde birlikte hareket ediyor. 12 Ağustos’ta Amerika’da vizyona girecek olan Hell or High Water filmi de bu ikiliyi müzikal anlamda görebileceğimiz platform olacak. Ülkemizdeki vizyon tarihi henüz netleşmeyen filmin yönetmeni David Mackenzie’nin bu filmi polisiye tadında. Nick Cave ve Warren Ellis’in film için hazırladığı iki soundtrack, Mama’s Room ve Comancheria, soundcloud hesaplarından dinlenebilir.

https://www.youtube.com/watch?v=JQoqsKoJVDw#action=share