1973 doğumlu İtalyan sanatçı Fabio D’Aroma resim, tarih ve dijital sanatı birleştirdiği çalışması Retrocorionica ile dikkat çekiyor. 1997’de ressam Caravaggio üzerine hazırladığı tezle Roma Güzel Sanatlar Akademisi’nden mezun olan D’Aroma, 2001’den beri çalışmalarına Amerika’da devam ediyor.

Sanatçının 2008’de başladığı Retrocorionica projesi, birçok resmin taranıp bir dizi oluşturmak için dijital ortamda birleştirilmesiyle ortaya çıkıyor. Daha sonra D’aroma bu taslakları tuvale aktarıp bilinen yağlı boya tekniği ile resmediyor. En sonunda antik frizlere benzer figürler oluşturan çalışmasıyla sanatçı modern askeri geçitlerin gerçekçi bir tasvirini yaparken ünlü yönetmen Fellini’den, Da Vinci ve savaş sonrası Berlin’de çalışan ressamlardan etkileniyor.

Geçtiğimiz hafta BBC’nin geleneksel Proms konserleri kapsamında düzenlenen David Bowie gecesinin ardından Iggy Pop da eski dostu Bowie’i anmak amacıyla iki saatlik özel bir radyo programı yaptı.

BBC Radio’da “Iggy Confidential” adlı bir radyo programı yapan sanatçı bölümün tamamını David Bowie şarkılarına ayırdı. Bowie ile olan anılarını ve şarkılarının hikayelerini paylaştığı programı buradan dinlemek mümkün.

Müzik dünyasının kesinlikle kendine en has isimlerinden biri olan İzlandalı sanatçı Björk, müzikle sınırlı olmayan kariyerine yeni bir sergi projesiyle devam ediyor. 1 Eylül- 23 Ekim tarihleri arasında Londra’da Somerset House’ta “Björk Digital” başlığıyla açılacak sergi, şarkıcının deyimiyle kişiye özel teatral bir deneyim sunacak. 

“Müzikte, sanatta ve teknolojide sınırları ne kadar zorlayabiliriz?”, “Sınırlar nelerdir?”, “Sınır var mıdır?” gibi sorularla ilgilenen Björk’ün programında Royal Albert Hall’da gerçekleştirilecek bir de konser var. Sergide Björk’ün daha önce görülmemiş işlerinin yanı sıra interaktif eğitim alanları da yer alacak. Ayrıca sanatçının 24 yıllık kariyerini anlatan bir film de sergi boyunca gösterilecek. 

Rusya’da  Rus edebiyatını dünyaya taşıyan çevirmenlere, emeklerine karşılık verilen en büyük ödüllerden biri olan “Read Russia” ödülü Türkiye’den Hülya Arslan’a verildi.

Rusya Federasyonu Çeviri Enstitüsü’nün organize ettiği ve 28 ülkeden 156 çeviri eserin değerlendiği ödül için sekiz kişilik kısa listeye Hülya Arslan, Bosris Pasternak’ın Doktor Jivago romanı çevirisiyle girdi. Tarihinde ilk kez Read Russia Çeviri Ödülü aday listesinde Türkiye’den bir isim yer aldı.

Hülya Arslan, “Değerlendirmeye esas tutulan dört kategoriden birisi olan “XX: Yüzyıl Rus Edebiyatı (1990 öncesi)”nde yer almaya hak kazanan 8 çevirmenden birisi olmanın gururunu paylaşıyorum. Yapı Kredi Yayınlarından çıkan Boris Pasternak’ın Nobel ödüllü eseri Doktor Jivago çevirim için bu onura layık görülmüşüm. Benim için mutlulukların en büyüğü” dedi.

Japon tasarımcı Haruka Misawa, kalemtıraşla kendi yaptığı renkli kurşun kalemleri açarak küçük ve kırılgan çiçek formları tasarlıyor.

Açtığı renkli kalemlerin arta kalan parçalarını kıvırıp birleştirerek minik taç yapraklar üreten Misawa, hafif boyalı kağıtları kıvırıp birleştirerek kurşun kalem formunda objeler üretiyor.

Nasıl açtığına bağlı olarak kalın ve ağır ya da neredeyse transparan olan bu çiçeklerin en önemli özelliği kar tanesi gibi olmaları. Aynı tasarımın ikinci kez üretilmesinin imkânsız olduğunu bu çiçeklerin her biri sadece 15 ile 40 milimetre boylarında.

İngiltere’nin en prestijli müzik ödüllerinden “Mercury Ödülleri”nin adayları açıklandı. Her sene sadece tek bir albüme verilen ödüllerin aday listesinde David Bowie de var. Aday listesinin hayli iddialı olduğu Mercury’nin kazananı kim olacak merak konusu.

12 adayın olduğu listede ilk eleme online oylamayla yapılacak. Online oylama sonuçlarının ardından finale kalan adaylar arasından seçim yapılacak. Detaylı bilgi için linkteki adresini ziyaret edebilirsiniz. 

Adaylar:

ANOHNI – Hoplessness

Bat For Lashes – The Bride

David Bowie – Blackstar

Jamie Woon – Making Time

Kano – Made In The Manor

Laura Mvula – The Dreaming Room

Micheal Kiwanuka – Love & Hate

Radiohead – A Moon Shaped Pool

Savages – Adore Life

Skepta – Konnichiwa

The 1975 – I like it when you sleep for you are so beautiful and o unaware of it

The Comet Is Coming – Channel The Spirits

Meşhur Japon manga serisi Death Note’un film adaptasyonuna başlandığı geçtiğimiz aylarda duyurulmuştu. Özellikle 2000’lerin başında hayli popüler olan seri, lise çağındaki Light Yagami’nin doğaüstü bir defter keşfetmesi ile başlıyordu. Shinigami adındaki bu defter isim veya yüzünü bildiği herkesi öldürme gücüne sahipti. 

2017 senesinde vizyona girmesi planlanan Death Note animasyonunun şimdiye kadar açıklanan seslendirme kadrosunda Nat Wolff, Margaret Qualley ve Paul Nakauchi vardı. Ekibe heyecan veren bir isim daha katıldı: Willem Dafoe! Animasyonda Dafoe’nin Ölüm Tanrısı Ryuk the Shinigami’yi seslendireceği henüz açıklandı. Tsugumi Ohba’nın yazdığı ve Takeshi Obata’nın çizimlerini üstlendiği manga serisinin uyarlamasını Adam Wingard üstleniyor.  

Uzun yıllar boyunca aktif olarak sanat dünyasının içinde olmasına rağmen kız kardeşi Virginia Woolf’un gölgesinde kalan Vanessa Bell’in modernist izler taşıyan resimleri “The First Major Monographic Exhibition of Vanessa Bell’s Work” adıyla 8 Şubat 2017’de Londra’da olacak.

Kız kardeşi gibi üyesi olduğu Bloomsbury Group’un önemli isimlerinden biri olan Bell, aynı zamanda icat ettiği özgün görsel anlatım diliyle Roger Fry ve Duncan Grant’in ilham kaynağı olduğu gibi 20. yüzyıl İngiliz sanatının da merkezinde duruyor.

Bell’in yağlı boya, seramik, kağıt ve fotoğraf çalışmalarının dahil olduğu yaklaşık 100 eserden oluşan sergi 4 Haziran 2017’ye kadar Dulwich Picture Gallery’de görülebilecek.

Türk edebiyatının önemli isimlerinden Sabahattin Ali’nin en çok okunan romanı Kürk Mantolu Madonna için yapılan bir tasarım 17-25 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek Londra Tasarım Festivali’nde sergilenecek. Tabanlıoğlu Mimarlık tarafından hazırlanan tasarımın mekânı için Victoria and Albert Müzesi, Ortaçağ ve Rönesans galerisindeki köprü seçildi.

Festivalin sitesine yaptığı açıklamada “Yayımlandıktan 73 yıl sonra kısa süre önce İngilizce’ye çevrilen romanı, Londra’da yeni kitlelerle tanıştırmak istedik” diyen Murat Tabanlıoğlu, enstalasyonu: “İnsan beyninin bir kitabı okurken hayal etme şeklinin fiziksel ve çok duyulu bir temsili” diye tanımlıyor.

​Eserin edebiyat, tutku ve insan olma halinin kutlanması olduğunu söyleyen Tabanlıoğlu, “Romanın ana fikri, insanların ilk görünüşleriyle değerlendirilmemesi gerektiği. Bizim enstalasyonumuz da ilk bakışta kocaman siyah bir kutu olarak gözüküyor. Yakınına gelip içine baktığınızda kitabın içindeki hayata tanık oluyorsunuz” diyor. Beloved / Reading Room adlı tasarımda ziyaretçiler, ayna üzerindeki çatlaklardan bakarak, romanın önemli sahnelerinin sinema teknikleri, nesneler, metinler, ışık ve sesle canlandırılmasına tanık olabilecekler.  

İngiliz fotoğraf ve enstalasyon sanatçısı Dan Tobin Smith, çektiği still-life tarzı fotoğraflarla bilinirlik kazandı. Moda, müzik ve reklam dünyasından birçok marka ve isimle çalışan Smith, ünlü hip hop müzisyeni Jay Z’nin The Blueprint 3 albümü için yaptığı kapakla çok konuşulmuştu.

Sanatçı dikkatle seçtiği renk geçişleriyle bezeli dünyasını elleriyle yaratıyor. Kendine özgü farklı tarzıyla öne çıkan Smith’in eserlerinin en önemli özelliği ise yaratıcı düşünce ile işçiliği uyum içinde kullanıyor olması.