
Dünyanın önde gelen dergilerinden Newsweek, İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın 16 Eylül- 12 Kasım 2017 tarihleri arasında gerçekleştireceği 15. İstanbul Bienali’ni 2017 yılının uğruna seyahate çıkmaya değecek beş sergisinden biri olarak gösterdi.
İskandinav sanatçılar Elmgreen ve Dragset’in küratörlüğünü üstlendiği bienal, “iyi bir komşu” başlığıyla ev kavramını farklı açılardan ele alacak. Evin nasıl farklı kimliklere dair ipuçları barındırabileceğini ve tarih boyunca insanların evi nasıl bir ifade aracı olarak kullandığını inceleyen projelerin dışında bienalde pek çok performans, film programı ve konuşmacı da yer alacak.
Francesca Gavin’e ait 2 Ocak tarihli haberde 15. İstanbul Bienali’nin yanı sıra Tokyo Mori Art Museum’daki N. S. Harsha retrospektifi, Kassel ve Atina’da gerçekleşecek Documenta 14, Venedik’te yer alacak Damien Hirst ile Paris’te gerçekleşecek Camille Henrot sergileri bulunuyor.
Dünya çapında bir müzikal olan Animals Musical, Gate Sahne Sanatları’nın dev kadrosuyla sahne almaya hazırlanıyor.
Afrika’daki kabile ve savaş konularının işlendiği müzikalde fantastik anlatımda hazırlanılmış insan vücuduyla entegre dev hayvan kuklaları tasarlanmış. Polifonik koronun eşlik ettiği müzikal özgün düşünülmüş koreografisiyle de öne çıkıyor. Ahmet Kazanbal yönetmenliğindeki müzikal 22 Ocak Pazar saat 13:00’de UNIQ Hall’de izlenebilir. Biletler biletix’te.
Türk çocuk edebiyatının tanınan kalemlerinden Ayla Çınaroğlu’nun yazdığı, usta ressam, illüstratör Mustafa Delioğlu’nun resimlediği Elmaya Güzelleme ve Zeytine Güzelleme, hep kitap etiketiyle çocuk okurlarla buluştu.
Yüzlerce türü olan elmaya farklı bir gözle bakmayı sağlayan Elmaya Güzelleme’de elmanın sadece sofraların değil destan, masal ve söylencelerin de tacı olduğunu anlatılıyor. Bunlar da bilim insanları ve tarihi kahramanlar ile yapılıyor.
İnsanlık tarihi kadar eski olan zeytinin tarihini anlatan Zeytine Güzelleme’de de zeytinin barışın sembolü olmasından kandilleri aydınlatmasına kadar tüm serüvenine değiniliyor. Yazar Çınaroğlu, “yoksul toprakların varsıl ağacı” diye nitelendirdiği zeytin ağacına dair söylenceleri, efsaneleri şiirsel bir dil ve tarihsel sırayla okuruna aktarıyor.
Görsel: Lisa Lennon
İstanbul Modern Sinema‘da yabancı dilde en iyi film kategorisinde aday filmlerden bir seçki sunuyor.
12-22 Ocak tarihleri arasında gösterimi yapılacak filmler arasında bu senenin öne çıkan yapımlarından Paul Verhoeven’ın yönettiği Elle, İsviçre adayı ve Cannes’da öne çıkan filmlerden Kabakçığın Hayatı adlı animasyon, İranlı yönetmen Asghar Farhadi’nin Satıcı filmi, Pedro Almodovar’ın son filmi Julieta ve Avrupa’daki mülteci krizini konu alan belgesel Denizdeki Ateş yer alıyor. Detaylı programı İstanbul Modern’in web sitesinden öğrenebilirsiniz.
Küratörlüğünü Nezih Çavuşoğlu’nun üstlendiği ve sekiz çağdaş sanatçının eserlerinin yer aldığı karma sergi “Reçetesiz”; Eğitim, Kültür ve Araştırma Vakfı’nın 25. yıl etkinlikleri kapsamında 24 Ocak tarihinde Ekavart Gallery’de açılıyor.
İçinde bulunduğumuz savaş, politik, etnik, dini veya cinsiyet temelli zulümlere ve şiddete parantez açıp; umut dolu ve pozitif bir duruş sergilemek amacıyla bir araya gelen sanatçıların herhangi bir kavrama ve kurguya bağlı kalmadan ürettikleri eserler sanatın büyüleyici ve tedavi edici gücünü vurguluyor. Reçetesiz bir ilaç olarak sanatı öne süren sergi 24 Şubat tarihine kadar Ekavart Gallery’de görülebilecek.
Sergide yer alan sanatçılar: Ali Elmacı, Aslı Özok, Buket Savcı, Cemal Gürsel Soyel, Eyüp Ataş, Nezih Çavuşoğlu, Seçil Erel, Yiğit Yazıcı.
Eser: Nezih Çavuşoğlu
Avusturya’lı Nu jazz müzisyeni Waldeck 13 Ocak Cuma akşamı saat 22:30’da Babylon’da sahne alacak.
İlk EP’si Nothern Lights’ın içinde yer alan Aquarius adlı parçayla öne çıkan Waldeck, Moby, Joy Malcolm ve Brain Amos gibi isimlerle çalıştı. İlk stüdyo albümü olan Balance of The Force’u 1998’de çıkaran müzisyen yeni albümünün ardından 13 Ocak’ta Babylon’da performans gerçekleştirecek. Biletler biletix’te.
1995 yılında The Marmara Oteli'nde gerçekleşen patlama sonucu yaşamını yitiren şair, yazar ve sinemacı Onat Kutlar, ölümünün 21. yılında dostlarıyla birlikte anılacak.
Kadıköy Belediyesi tarafından düzenlenecek olan anma etkinliği Kutlar için hazırlanan bir video gösterisi ile başlayacak. Ardından Onat Kutlar’ın yaşamının ve yaratıcı kimliğinin çeşitli yönlerini Adnan Özyalçıner, Ali Sirmen, Cevat Çapan, Işıl Özgentürk ve Hülya Uçansu anlatacak.
Gecede aynı zamanda Şems Trio ve Film Müzikleri Orkestrası da, Onat Kutlar’ın senaryosunu yazdığı filmlerin müziklerini seslendirecek.
Etkinlik 11 Ocak, saat 20.00’de Caddebostan Kültür Merkezi’nde gerçekleşecek.
Geçmiş yıllardan beri süregelen ideal ve ulaşılamaz olana ulaşma arzusu ve diyalektiğinin düşünsel ürünü olan ütopyaların işleneceği ‘’Ütopya ve İnsan’’ başlıklı seminer 6-27 Ocak tarihleri arasında Akbank Sanat’ta gerçekleşecek.
Dört ders halinde düzenlenmiş atölyede tarihsel özgün metinler, özgün görsellerle desteklenerek kendi içlerinde tartışmayı da içeren bir bağlamda sunulacak. Arzu eden dinleyicileri önceden okuma metinlerinin ulaştırılacağı atölyenin detaylarını Akbank Sanat’ın sitesinden öğrenebilirsiniz.
Kaleme aldığı öykülerle tanıdığımız Başar Başarır’ın ilk romanı Sibop, Can Yayınları etiketiyle yayımlandı. Başar Başarır, dildeki muazzam becerisini kullanarak, sürükleyici ve inandırıcı hikâye anlatıyor.
Romanın kahramanı “acemi kolpacı” Orhan, doğma büyüme Cihangirli. Hukuk tahsili yapmış, girdiği işlerde pek tutunamamış ve ailesinin gözünden bile düşmüş bir karakter. Kimse tarafından yüzüne bakılmayan biri. Öyle ki, adı “sibop”a çıkmış. Ama bir gün Orhan’ın yüzüne bakan bir kız çıkıyor ve roman başlıyor.
"Aslı, galiba ben kendimi evliliğe hazır hissetmiyodum. Geçen hafta evlendik mi gerçekten biz? Nikâh memuru inandı mı gerçekten, sözüme güvendi mi? Kara kaplı deftere atılmış öcü imzadan söz etmiyorum ben Aslı. Kimse ciddiye almaz ki beni... Seninle yaşlanmak istiyorum ama yaslanmak istemiyorum. Hem ne suçum var ki benim? Öyle köşemde saksı gibi duruyodum ben.Günün birini bekliyordum. Sen istedin. Geldin sen bulaştın bana.”
Sibop
Başar Başarır
Can Yayınları
Sanatçı Gamze Taşdan’ın ikinci kişisel sergisi “Çık dediler sahneye”, 21 Ocak tarihinde Galeri Apel’de açılıyor.
Sanatçı sergisinde günümüz sahne ve eğlence anlayışının temelini oluşturan gazino kültürünü ve bu kültürün görsel dünyasını ele alıyor. 1960’larda başlayıp 1980’lerin sonuna gelindiğinde etkisini kaybeden bu kültüre ait figürleri kendi imgeleriyle yeniden yaratan Taşdan, eserleriyle dönemin estetik anlayışını ön plana çıkarıyor.
Sahne düzenindeki radikal etkisiyle Zeki Müren ve assolistlik yarışı içinde olan kadın şarkıcıların ana karakterlerini oluşturduğu sergi “Çık dediler sahneye”, 18 Şubat tarihine kadar Galeri Apel’de görülebilecek.