12 OCAK, PERŞEMBE, 2017

Bir Merakın Peşinde

Haruki Murakami’nin macera ve gizem dolu, büyükler için yazılmış masal tadındaki öyküsü Tuhaf Kütüphane üzerine bir inceleme...

Bir Merakın Peşinde

Her şeyi öğrenme merakı, insanı birtakım tehlikelerle karşı karşıya getirebilir. Merakın bir sınırı var mıdır, elbette yoktur. Aklımızın erdiğince sorular sorar ve cevaplar ararız ki bazı soruların cevaplardan daha mühim olduğu konusunu da sıklıkla dile getiririz. Bir de ansızın beliren sorular vardır, peşine neden düştüğümüzü bilmeden ince bir hevesle gelip sonra kendimizi yolda onun ararken kaybolmuş halde buluruz. Haruki Murakami’nin Türkçeye çevrilen yeni romanı Tuhaf Kütüphane bir anlık bir akla gelişle kazara peşine düşülen bir merakın içerisinde kaybolan bir çocuğu anlatıyor.

Murakami’nin Türkçede daha önce yayınlanan kitaplarında okuduğumuz kurguları ve hayal gücü bize onun nasıl bir meraka sahip bir yazar olduğunu gösterir. Kahramanlarının başına küçük ama onların hayatlarına etkileri büyük olan olaylar gelir, olağan ya da olağanüstü. O bütün bunları çok sıradan olaylarmış gibi anlatır. Ve bu hikâyelerin sonunda elbette kitabın başında okumaya başladığımız kahraman aynı şekilde devam edemez hayatına. Kahramanlarının altından kalkmayı başardıkları gerçeküstü bir trajedisi mutlaka vardır. 

Murakami’nin yazdıklarında gerçekliğin sadece tek boyutu yoktur, genişleyen ve daralan iç içe sarmallardan oluşur. Olası bir masalın içerisine alır okurunu. Kendince yardımcı kahramanlar yaratır ve onların olağanüstü bir görüntüsü mutlaka vardır. Murakami bana “Çocuklar en gözü pek filozoflardır. Ve gözü pek filozoflar da kaçınılmaz olarak çocuk kalırlar. Evet, tıpkı çocuklar gibi durmadan soru sorarlar…” diyen Yevgeniy İvanoviç Zamyatin’i hatırlatır. Kendince sorular icat edip o soruların hikâyelerini yazan, hiç büyümeyen bir çocuk yazar.

Sadece 72 sayfa olanTuhaf Kütüphane’de de kahraman çok sıradan bir şekilde kütüphaneye gider. Aldığı kitapları gününde teslim eder ve bir anda aklına gelen Osmanlı İmparatorluğu’nda vergilerin nasıl tahsil edildiğine dair kitaplar olup olmadığını ve sorar ve olaylar gelişmeye başlar. Kitapların kütüphaneden çıkmasına izin yoktur, orada okunmalıdır, bir kitap istendiyse okunmaya başlanmalıdır ve kitap okumak için bir labirent gibi koridorların arasından geçip okuma odasına gidilmelidir. Bütün bu olanlar ve zamanla nedeniyle kahramanımız o eve gitmeyince meraklanacak olan annesini düşünür. 

Tuhaf yaşlı bir kütüphanecinin eline düşen, kitapları okuması için hapishane hücresine götürülen ve hücreye ayağından zincirle bir gülle bağlanan kahramana; koyun adam ve elleriyle konuşan çok güzel bir kız arkadaşlık eder. Niyeti sadece merak ettiği bir konuda bir şeyler okumak olan kahramanımız bir yandan yaşlı adamın emri üzerine kitapları okumaya başlar diğer yandan arkadaşlarıyla beraber oradan nasıl kaçabileceğini düşünür.

Murakami’nin aslında çocuklar için yazdığı uzun bir öykü olan Tuhaf kütüphane büyükler içinde kısa bir masal ve Murakami okumaya başlamak adına da başlangıç kitabı mahiyetinde. Yayınlandığı ülkelerin bazılarında farklı kitap ve kapak tasarımlarıyla okura sunulan Tuhaf Kütüphane’nin içerisinde hikâyeye eşlik eden illistrasyonlar, Murakami’nin Uyku kitabının da çizimlerini yapan Kat Menschik’e ait.

Tuhaf Kütüphane, Haruki Murakami, Doğan Kitap, Aralık 2016, Çeviren: Ali Volkan Ermedir, 72 sayfa

Görseller: Marcin Sacha

0
5384
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle