11 EKİM, SALI, 2016

"Her Şey Müzik İhtiva Ediyor"

Cihan Mürtezaoğlu uzun süredir beklenen albümünün lansman konserini 6 Ekim Perşembe akşamı Salon İKSV’de verdi. Mürtezaoğlu ile bu vesileyle bir araya geldik ve hem yeni albümünden, hem söz yazarlığından hem de müzik dünyasının ahvalinden bahsettiğimiz bir söyleşi gerçekleştirdik. 

Albümünüz henüz yayımlandı, ama biz sizi epeydir tanıyoruz, şarkılarınızı biliyoruz. Albümün geç çıkması bir tercih miydi?

Evet, bir tercihti. Bazı şeyler çok geç yerine oturuyor. Ya da şeylerin belli bir yoğunlaşma ve toplaşmaya dönüşmesi zaman alıyor. Bu albüm için de bu öyle oldu. 

Albümün lansman konseri nasıl geçti, sizi uzun zamandır takip eden ve albümünüzü bekleyen insanlar çok fazlaydı, seyirciyle nasıl bir etkileşim yaşadınız?

Konser çok güzel geçti. İnanılmaz istekli ve heyecanlı bir dinleyici vardı. Bizim de sahnedeki enerjimiz yerindeydi. Karşılıklı güzel bir gece geçirdik diye düşünüyorum.

Birisi bana sizin müziğinizle ilgili bir şey sorsa ilk söyleyeceğim melankoli ve hüzün oluyor. Siz kendi müziğinizi nasıl tanımlıyorsunuz, hangi duygudan besleniyor şarkılarınız?

Çokça şeyden beslenebilir. Zihinsel süreçlerden de beslenebiliyor. Öfke ya da kırılganlık da bunlara dâhil. Ama melankolik bulmuyorum ben müziğimi.

©Nazlı Erdemirel

Pek çok farklı müzisyenle çalıştıktan sonra kendi müziğinizi yapmaya karar verdiniz; farklı müzisyenlerle çalışmanın müziğinize etkisi oldu mu peki?

Elbette etkisi oldu. Bir müziğin üretim ve sunum aşamasında nelerin olmaması ya da olması gerektiğini eşlik ettiğim müzik ortamlarında öğrendim. 

Bir röportajınızda söz yazma işini biraz da zorunluluktan yaptığınızı söylüyorsunuz. Fakat çok iyi bir söz yazarısınız. Söz yazma deneyiminiz üzerine konuşacak olursak, nasıl bir süreç bu?

Zorunluluktan kastım; sözlerin bir çaresizlik ve bir boşaltım minvalinde ortaya çıkıyor olmasıydı. Söz yazma daha çok bir haberi kodlamak cinsi bir hissi barındırıyor sanki benim için. Bazı duyguların haberi gibi. Hikâyenin kendisi değil de; duyguların ham hallerinin incecik bir jilet üzerine dizilmesi gibi bir süreç.

©Nazlı Erdemirel

Şiir de yazıyor musunuz? Edebiyat dünyasında kimleri takip ediyorsunuz?

Şiir bir kere denedim. Sonra yeltenmedim. Şiir, edebiyat ve müzikle, birbirlerine anlamsal ya da fiziksel olarak eşleştikleri kadar ilgileniyorum. Birbirleriyle olan ilişkilerini seviyorum. Ama tek başına ne şiir ne edebiyat ne de müziği teknik manada bildiğimi sanmıyorum. Takip ettiğim insanlar var, ama daha çok varoluşsal bir yakınlık hissettiğim insanlar var ve onlar karşıma çıkıyorlar gibi.

Sözsüz müzik yapmayı düşünüyor musunuz ya da yaptınız mı?

Sözsüz müzik yazarak başladım müziğe. Hatta bir albüm kaydetmiştim. İlerde yayımlamayı düşünüyorum. Entellekt benliğim sözsüz müzikte açığa çıkıyor gibi gelir bana hep. Sanırım edebiyat ve şiire nazaran müzik kökenliyim.

Size göre iyi müziğin tanımı ne? Doğrudan tek bir tanımı olmayabilir elbette ama neye benzetebiliriz bunu, nasıl bir duygu?

Her şey müzik ihtiva ediyor bence. Müzik oluş'lar var yani. Bazen manavdaki meyvelerle oradan geçen birinin elindeki çantanın bir sekansta yan yana gelişi yeterince müzik oluyor.

Son dönemde iyi müzik yaptığını düşündüğünüz kimler var?

Türkiye'de Büyük Ev Ablukada'yı çok beğeniyorum. Yasemin Mori'nin ilk albümünü beğeniyorum. Mabel Matiz, Adamlar, Yüzyüzeyken Konuşuruz var. Canlı performans olarak Ceylan'ı (Ertem) seviyorum. 

Artık büyük cümleler yerine daha gündelik dilde, gündelik hayatın içinde derdini anlatan sözler yazılmaya başladı. Bunu neye bağlıyorsunuz?

Dünyada da büyük metin devri kapandı sanıyorum. Biraz da izole bir hayata evrilmemizle ilgili gibi geliyor. Münferit küçük dünyalarımızdan söz ediyor gibiyiz.

Özellikle son birkaç yılda müzik dünyasında alternatif diye tanımlanan pek çok isim çıktı ve çok önemli bir boşluğu doldurdular. Siz ne düşünüyorsunuz? Sizce de böyle bir boşluk var mıydı? 

Ben çok alternatif bir müzik yaptığımı hissetmiyorum. Pop müziğin sıkıldığımız haline bir alternatif olma opsiyonu belki var, evet. Ama stilistik manada pek alternatif bulmuyorum müziğimi. Bir boşluk muydu bilmiyorum ama popüler müzik ortamında stiller çok birbirine benzemiş ve şişmişti. Önce Duman sonra Büyük Ev Ablukada gibi grupların varlığı o söz ettiğiniz boşluğu doldurmaya başladılar sanıyorum.

©Nazlı Erdemirel

Söz konusu durum aynı zamanda yakın dostluklardan beslenen bir paylaşımı da beraberinde getiriyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Elbette piyasanın tavrı belli ve dayanışma burada büyük önem kazanıyor. Ama her şeyin ölçülüsü iyi.

İlk albümünüz yayında, belki bunu sormak için henüz çok erken ama gelecek projeleriniz neler?

Birkaç video klip çekmek istiyorum albümden şarkılara. Bolca konser vermek istiyorum. Arayı çok uzatmadan da ikinci albümü hemen kaydetmek istiyorum.

0
5518
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle