06 EKİM, SALI, 2015

Yazmaya Dair Kısa Bir Sohbet...

Yazmaya dair öğüt verecek değilim. Yazan herkesi ‘eşitim’ görerek sohbet edeceğim. Yazan insanın kibirden, böbürlenmeden, kendine (ya da başka bir yazara) hayranlıktan uzak durduğu inancıyla birkaç başlık sıralayacağım.

Yazmaya Dair Kısa Bir Sohbet...

Genç yazarlara neler öğütlersin, diye sordu Haydar Ergülen.

Cevabı geciktirebildiğim kadar geciktirdim. Tembelliğimi bir kenara koyacak olursak, kendimce nedenlerim vardı. ‘Genç yazar’ tanımlamasına inançsızlığım bir yandan, öğüt vermekten hoşlanmamam öte yandan.

Ama Haydar Ergülen’in de pes etmeye niyeti yoktu. O ısrar etti, ben kaçtım. O zorladı, ben direndim. Sonunda o kazandı.

Yine de öğüt verecek değilim. Yazan herkesi ‘eşitim’ görerek sohbet edeceğim. Yazan insanın kibirden, böbürlenmeden, kendine (ya da başka bir yazara) hayranlıktan uzak durduğu inancıyla birkaç başlık sıralayacağım. Bilinmedik şeyler değil söyleyeceklerim. Ya da hiç yenilmemiş bir yemeğin tarifini verecek değilim. O büyük çömlek ustasının ‘püf noktasını’ keşfedebilmiş olsam, paylaşırdım. Benden bunu da beklemeyin anlayacağınız.

1. Farklı bakın.
Ancak yazarlarda olabilecek bir teleskoptan söz etmiyorum. Verili bilgileri sorgulamaktan, konuyla ilişki kurarken yer değiştirmekten ve bakış açısıyla oynamaktan söz ediyorum.

2. Sorgulayın.
En basit cümleye, olaya, kişiye bile sorulabilecek o kadar çok soru var ki... Önemli olan sormaya cesaret edebilmek.

3. Büyüteç kullanın.
İsteyen kelime anlamıyla bir büyüteç kullanabilir, harflere yakından bakmak da zevklidir. Ama benim sözünü ettiğim ‘meselenize büyüteçle bakmanız’. Kılcal damarlarını görmeniz. Rahatsız olacak kadar yakınlaşmanız.

4. İki adım geriden bakın.
Büyüteç kullanmak güzeldir. Ama bir de tam tersini yapabilmek, meseleye biraz uzaklaşıp bakabilmek gerekiyor. Bütün o detayları incelemiş biri için, inanın ‘büyük resim’ daha çok şey ifade edecektir.

5. Sabırlı olun.
Sakin, yavaş ve kararlı. Düşünerek, nefes alarak, nefes vererek. Kelimelerin gücüne güvenerek. Yazma yolculuğunun kendisini önemseyerek yolculuğu severek. Yazma yolculuğunda karşınıza çıkan manzaraları gözden kaçırmayarak. Yazmak, sabrederek.

​Ben kalem-kağıt kullanarak yazıyorum. Defalarca yırtıyorum. Vedalaşmaktan korkmuyorum. Hatta ne yalan söyleyeyim, yazdıklarımla vedalaşmayı severim. Yazarın kutsallaştırılmasından, yazılana büyülü anlamlar yüklenmesinden rahatsız olurum. Bana yazmakla ilgili bir şey sorulduğunda ne diyeceğimi bilemem. En fazla “İlham bekleme, çalış. Gözlem yapma, gör” diyebilirim. Yine de Haydar Ergülen’e bu ısrarı için teşekkür etmeliyim. Elinde kalem olan insanlarla sohbet etmek iyi geliyormuş... Dinlediğiniz için teşekkür ederim.

Not: Kapak görseli Sedat Gever'e, slider görseli Ricardo Lion Martins'e aittir.

1
6105
6
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
SEVDE YARDIMCI
28.10.15
12:07
LOVE IT