16 EYLÜL, PAZARTESİ, 2013

SALT’ta iki yeni sergi: Karamustafa ve Montanari

Gezilecek o kadar çok şey var ki, nereye gideceğini şaşırmamak İstanbullu sanat takipçisinin elinde değil. Bu yazının sebebi, SALT’ın iki binasının da gezilecek duraklardan biri olmasının şiddetle tavsiyesidir.

SALT’ta iki yeni sergi: Karamustafa ve Montanari

Aynı zamanda bienal mekanlarından biri olan SALT Beyoğlu Gülsün Karamustafa’nın kapsamlı sergisi Vadedilmiş Bir Sergi’ye yer verirken, SALT Galata’da ise Elio Montanari’nin fotoğraflarını ve Hüseyin Bahri Alptekin arşivinin Grup Grip-in tarafından yeniden yorumlanmasını görebiliriz.

Vadedilmiş Bir Sergi

Önce Gülsün Karamustafa ile başlayalım. Vadedilmiş Bir Sergi, sanatçının şimdiye kadar görebileceğimiz en geniş kapsamlı sergisi.  10 Eylül’de açılan sergi, 5 Ocak 2014’e kadar sürecek. Daha bol bol vaktimiz var, yine de hemen gezmek isteyeceğinize eminim.

1970’lerden günümüze kadar yapılmış işleri içeriyor SALT Galata ve Beyoğlu’nda görebileceğimiz sergi. İşlerini bilenler, serginin ismindeki küçük göndermeyi belki farketmişlerdir: sergi, 1998-2004 tarihli Vaat Edilmiş Resimler isimli Karamustafa serisinden esinleniyor. Bu isim aynı zamanda, bu büyüklükte bir serginin artık vaktinin gelmiş olduğuna işaret ediyor ve sanatçının resimleri ve avangard sanatsal pratiğinin bir buluşma noktasını oluşturuyor.

Biraz sanatçının pratikleri ve sergideki örneklerinden bahsetmeliyiz. Karamustafa’nın sanatsal hayatı boyunca uğraştığı, sorguladığı kavramlardan biri ‘’hareketlilik’’. Bu genel düşünce şeklinin içerisinde ise birçok alt kavram bulabiliyoruz: göç, zorunlu yer değiştirme, yerinden edilme, kaçma, yer değiştirme gibi. Hareketlilik kavramı altında ürettiği en ikonik işlerden biri ise, bizi SALT’ta bekliyor: Mistik Nakliye. Bu işi, 1992’de 3. İstanbul Bienali’nde görenleriniz olabilir. İzleyici, metal sepetlere yerleştirilmiş renkli yorganlardan oluşan enstalasyonu istediği gibi hareket ettirebiliyor. Karamustafa için bu iş, Türkiye’de 70’lerde başlayan kırsaldan kente göç olgusunu, bu dönemde yaşanan yeni kültürü sorguluyor. Sanatçının o dönemki pratiğini anlamak için, SALT’ın basın bülteninden alıntılamak doğru olacak: ‘’Dönemin yükselen hissiyatı arabesk alışılagelmiş şehir manzaralarını değiştirirken, Karamustafa’nın resimlerine Yeşilçam’dan baygın bakışlı kadınlar ve erkekler, boncuklu süslemeler, pazen kumaşlardaki çiçek desenleri ve gecekondu odaları yansıdı; içli şarkı sözlerinden alıntı dizeler resimlerine ad verdi. Sanatçının duvara asılı resimleri boyut kazanarak rakı bardağı ve plastik çiçek gibi objelerle bezendi; evlerin duvarlarını süsleyen, bağlamından koparılmış panter desenli İsa’lı, Meryem’li kolaj halılar yeni resimlerine dönüştü.’’

Bana her zaman (kişisel olarak, nedense) Galeri Apel’in hikayesini anımsatan, bir zamanlar oturduğu apartmanın eski Rum sahiplerini arayan Apartman isimli 2012 tarihli işi ise, yine hareketlilik temasıyla, yer değiştirmeyle bağlantılı. Güllerim Tahayyüllerim, 1998 tarihli Ankara-İstanbul arası bir yataklı tren anısını yakalayan üretimi, ortak bir nostalji yaratıyor. ’71 darbesi ertesinde tutuklanmasından yola çıkan yine 1998 tarihli işi Sahne, bu sefer hapishane dönemi resimleriyle beraber sergileniyor ve Karamustafa’nın aktif politik geçmişini yansıtıyor. Buradan ise, hareketlilik ve devinim kavramından öteye geçiyoruz; bütün bu işlerde, sanatçının işlerinin belkemiğini oluşturan başka bir anahat var: sanatçının kişisel tarihi, Türkiye toplumsal tarihi ile iç içe geçiyor ve toplumsal bellekle birleşiyor. Karamustafa’nın kişisel devinimi, hareketliliği, kendi kimliğini, toplumsal kimlikle beraber sorgulamasına yol açıyor.

Görebileceğimiz başka bir alt kavram ise Batı-Doğu ayrımı. Sanatçı, bu ayrımda kendini nasıl konumluyor? İşleri nasıl okunuyor? Toplumsal cinsiyet hayatın neresinde duruyor? Erken Bir Temsiliyetin Sunumu (1996), Fragmanları Fragmanlamak (1999), Çifte Hakikat (1987), Erkek Ağlamaları (2001), Otel Odası (2002), Terzi Dikişi (2005) gibi 1980’lerden 2000’lere kadar uzanan işleri, bu soruları analiz ediyor.

Serginin genel olarak yapısından konuşmak gerekirse: Vadedilmiş Bir Sergi, Karamustafa’nın işlerini kronolojik bir yapı içinde işlemiyor. Sanatçının az önce bahsi geçen konuları, yine bültenden alıntıyla, ‘’ tekrar tekrar farklı açılardan ve çeşitli mecralar üzerinden ele alması, 40 yılı aşkın sanatsal pratiğinin döngüsel özelliğine işaret ediyor’’ ve sergi bunu sanatçının sanatsal pratiğine göndermeyle bir sarmal olarak işliyor. Sergideki işlerin büyük bölümünü SALT Beyoğlu’nda görebiliriz, fakat Erkek Ağlamaları ve Merdiven isimli işleri SALT Galata’da yer alıyor, diye de belirtelim. Kısaca, gezmemiş olanları 5 Ocak’a kadar müthiş bir Gülsün Karamustafa sergisi bekliyor.

Biri, Hiçbiri, Binlercesi

Şimdi, SALT Galata’da yer alan ikinci heyecan verici SALT sergisiyle devam edelim. Galata, bu sefer Elio Montanari’yi ağırlıyor. Montanari, 30 yıldır sanatçıların üretim sürecini belgeleyen sergisiyle, 200’den fazla fotoğrafla, 26 Aralık tarihine kadar SALT Galata’da olacak. Yeterince etkileyici, değil mi

Hepimiz, bir sanatçı nasıl çalışıyor, sanatsal pratiği nasıl kendini gösteriyor, merak ederiz. Montanari, bize tam olarak bu süreci gösteriyor. Sanatçıların çalışması, sergiler, hazırlık süreçleri, küratörler... bir yaratım sürecini özelleştiren her tür anı.

Elio Montanari, İstanbul’da yaşayan İtalyan bir mimar ve fotoğraf sanatçısı. Daha önce İndici (2011, Ankara İtalyan Kültür Merkezi ve Venedik Bienali); Teşekkür (2007, İstanbul İtalyan Kültür Merkezi) ve Diyarbakırİstanbul (2006, Diyarbakır) adlı üç sergi açtı. 1980’lerden 2005 yılına kadar, 500 binden fazla negatifle, dünyanın her yerinden sanatçıların sergiye hazırlık, üretim ve iş yaratma süreçlerini fotoğraflayan sanatçının atölyesi Fener’de bulunuyor. Bültenden alıntıyla, ‘’Negatiflerinin çoğunu 30 yıldır arşiv dışına çıkarmamış olan Montanari’nin işleri, izleyiciye, geçmiş dönemdeki fotoğrafçı-sanatçı-küratör ilişkileri ile bu ilişkilerin zaman içerisinde nasıl evrildiğini inceleme imkânı veriyor. Sergideki fotoğraflar, önceleri büyük çabalar ve uzun soluklu bir çalışma gerektiren yaratıcı üretimin yeni teknojilerle dönüşümünün yanı sıra, bir belge olarak fotoğrafın rolünü ortaya koyuyor.’’ Yani, hem sanatsal, hem belgesel fotoğrafçılığın nefis örneklerini bir arada görebiliriz, demek bu.

Sergide ise, aralarında Matthew Barney, Pier Paolo Calzolari, Catherine David, Alanna Heiss, Jannis Kounellis, Marisa Merz, Claes Oldenburg ve Emilio Vedova gibi sanatçıların yer aldığı 10 üretim anının müthiş belgelerini izleyebiliriz. Ana sergi alanında ise 1980’ler ve 1990’larda faaliyet göstermiş saygın küratör, sanatçı ve sanat profesyonellerinin portreleri ile sanatçı James Lee Byars’a saygı niteliğinde özel bir bölüm yer alıyor. 

Dediğim gibi, heyecanlanmak için çok sebebimiz var. Sergilerin ikisi de yıl sonuna kadar bizimle olacak, ama bakalım biz bekleyebilecek miyiz?

Dizin ve Dolaşım: Driftmentary

Bu iki serginin yanında, bir de Dizin ve Dolaşım: Driftmentary yer alıyor SALT’ta. Yine 10 Eylül’de izleyiciyle buluşan proje, sanatçı Hüseyin Bahri Alptekin’in arşiv ve kitaplarından oluşan koleksiyonunu yeniden yorumluyor. Bu sefer, sanatçının birlikte sergiler ve etkinliklerde yer aldığı, Ali Cindoruk, Eray Makal ve Erhan Muratoğlu’ndan oluşan kolektif Grup Grip-in tarafından gerçekleştiriliyor.

Hemen alıntılayayım, nedir bu proje? Cevabı burada: ‘’Dizin ve Dolaşım: Driftmentary projesi kapsamında, Hüseyin Bahri Alptekin Arşivi dizini bir metin dökümüne dönüştürüldü. Bu dizin ile Alptekin’in bilgi ve sanata yaklaşımı arasında bağlantılar kurmayı amaçlayan mekânsal müdahaleler gerçekleştirildi. SALT Galata’daki Kafe’de oluşturulan dizin arşivin bütününü temsil ederken, SALT Araştırma’da sergilenen obje ve imgeler dizin ve arşiv arasındaki ilişkileri inceliyor.’’

Kısacası SALT Beyoğlu ve Galata, sezonun başında bize birbirinden güzel seçenekler sunuyor. Gülsün Karamustafa’yı yeni bir solukla, kapsamlı sergisiyle görebilir, sanatçıların pratik sürecine Elio Montanari’nin objektifinden misafir olabilir, Hüseyin Bahri Alptekin’in arşivini yeniden keşfedebiliriz. Bizi ne durdurabilir, bilemiyorum.

0
5938
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage