23 KASIM, PAZARTESİ, 2015

Hiç Bitmeyen Seyahat

Aslı Narin’in ikinci solo sergisi “Akış” geçtiğimiz hafta Öktem&Aykut’ta açıldı. 12 Aralık’a dek devam edecek sergide Narin suyun, sisin, kuşların peşine düşüp hem doğanın hareketlerine tanıklık ettiği bir yolculuğu hem de içsel keşfini fotoğraf ve videoları aracılığıyla anlatıyor.

Hiç Bitmeyen Seyahat

Arayış, seyahat ve yalnızlık Aslı Narin’in uzunca bir süredir üzerine düşünüp çalışmalarında ele aldığı konular. 2012 tarihli “Sensiz İlk Yolculuğum” serisinde, mağaralar arasında gezinen bir erkek figürün göründüğü siyah-beyaz buluntu kartpostalların üzerine kendi imgesini yerleştirmiş ve kendini bir gölge veya eşlikçi olarak konumlandırmıştı. 2014 senesinde Kasa Galeri’de gerçekleşen ilk solo sergisi “Dönüş” ile pozisyonu da değişti, bir takipçiden bir gezgine dönüştüğüne şahit olduk. Akış sergisi bu anlamda bir devamlılık hissi veriyor. Narin’in yola çıkışları bireysellik üzerine kurulu, serginin bütününe yayılan monokrom görüntüler de bu bireysellik hissini pekiştiriyor.

Aslı Narin, Sessiz Uğultu / Silent Howl, 2015, 3 kanallı video yerleştirmesi / 3 channel video in loop

“Akış” sergisi, Hollandalı yazar Cees Nooteboom’un Gezginin Oteli kitabından bir alıntı ile açılıyor: “Hareket ve Durgunluk, En Büyük Coşkunluğun Pıhtılaşması”. Galeriyi gezdiğinizde göreceğiniz işler de bu ikilik üzerinden diyaloğa giriyor. Sanatçıyı uyurken üzerine su dalgalarının vurma ve çekilme görüntüleri yansırken gördüğümüz Gelgit videosuna Godspeed You! Black Emperor grubundan bir parça eşlik ediyor. Dalgaların deviniminin hipnotiz edici bir etkisi var, fakat şarkı bir o kadar huzursuz.

Aslı Narin, Rüzgarı Düşün/Think of the Wind(16), 2015, Diasec baskı/print, 40x27cm

Nooteboom’un kitabına başlarken ibn al-Arabi’den yaptığı alıntı Aslı Narin’in sanatsal üretimini de yansıtıyor belki: “Varlığın kökeni harekettir. Hareketsizlik varlığın içinde yer alamaz, çünkü varlık hareketsiz olursa kaynağına, yani hiçliğe döner. İşte bu yüzden, dünyada ve ahirette yolculuk hiç durmaz”. Narin de üretiminin merkezine hareketi yerleştiriyor. Çok parçalı fotoğraf yerleştirmesi Rüzgarı Düşün’de kurdele tutan eller ile ağaç gövdelerinin yakın plan çekimlerini bir araya getiriyor. Havada farklı şekiller alıp süzülen kurdele herhangi bir kurdele değil de, ritmik jimnastik aleti gibi göründü bana. Bir ritmik jimnastikçinin fiziksel dayanıklılığı ve meydan okuyuşu ile kurdelenin hafifliği, tabiatın –tüm çetinliğine karşın- şiddete açık oluşunu da akla getiriyor. Fiziksel meydan okuyuş ve ekstremite, Kaçkar Dağları’na tırmanırken çektiği fotoğraflardan oluşan Girintiler serisiyle iyice açığa çıkıyor. Narin bu seride, Kaçkarlar’ın manzarasının gücünü, güzelliğini ve uçsuz bucaklığını gözler önüne sererken korku, endişe ve yalnızlık gibi uç duyguları da paylaşıyor. Gelgit videosunda kendini dalgalara bırakmışken bu defa sisin içerisinde kaybolduğunu ve bazen de nefesinin kesildiğini hissediyoruz. Tırmanış bir çeşit kendini sınamaya ve dahası sanatsal bir medyuma, zirveye ulaşma ise farkındalığa dönüşüyor.

http://oktemaykut.com/

0
4914
1
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage