19 OCAK, PERŞEMBE, 2017

Bakalım Şimdi Neleri Göremeyeceğiz

Alt Sanat Mekânı’nda açılan “Hiçbir Şey Görememek” sergisi altı genç sanatçının yeni üretimlerini bir araya getirirken sakladıklarımızı, bilemediklerimizi, gözümüzün önünde olsa da bilemeyeceklerimizden bahsetmeyi amaçlayan ve görünmeze yaklaşan bir sergi. 

Bakalım Şimdi Neleri Göremeyeceğiz

Alt Sanat Mekânı, “Hiçbir Şey Görememek” adındaki 2017’nin ilk sergisi için altı genç sanatçıyla birlikte sergi alanını, paylaşılan bir stüdyoya dönüştürdü; hatta burası bazı sanatçılar için yarı zamanlı bir misafir sanatçı programı görevi gördü. Özgür Atlagan, Luna Ece Bal, Berk Çakmakçı, Alexandra R. Howland, Burak Kabadayı ve Serra Tansel’in katıldığı sergi; gizlemek, gizlenmek, gizlenmeye zorlanmak ve bilmezden gelmeyi ele alan yeni üretimler sunuyor.

Berk Çakmakçı

First-Person, 2017

HD video, two-channel sound, 5’

Burak Kabadayı, ses destekli yerleştirmesinde dışarıdan kurşunlanan bir evin iç duvarına ait bir görüntü sunuyor. Tekrarlanan kurşun “tümsekleri” adeta bir prototip gibi izleyiciye sunulurken, onlara eşlik eden cılız ve hatta suni kurşun sesi bize çok uzak sandığımız, yalnızca sanal yollarla haberdar oldukça gerçekliğinden şüphe ettiğimiz ama gün geçtikçe çoğalan şiddete işaret ediyor. Alexandra R. Howland’ın AEGEA (EGE) adlı fotoğraf serisi Türkiye’den Yunanistan’a geçmek isteyen mültecilerin kullandıkları şişme botların makro lenslerle çekilmiş fotoğraflarından oluşuyor. Fotoğraflarda yakın plan görülen havası sönmüş botlar, ne yazık ki alıştığımız bir mülteci bedeni görüntüsünü andırıyor. Bu iki iş de artık politik olamayacak kadar vicdani bir meseleyi işlerken izleyiciyle arasına bir mesafe koyuyor. Luna Ece Bal’ın Tuz Gölü Buluşması’nda buluntu cam parçalarından bir daire çizip ortasında meditasyon yapan bir kişinin piksellenmiş video çalışmasını izliyoruz. Video, bir fotoğraf sakinliğinde ilerlerken görüntü kalitesinin bilinçli bir tercih olarak sunulan bozukluğu karşısında izleyici, neredeyse kişisel bir anı röntgenlemeye çabalarken, bebek adımlarıyla yine sanal gerçeklikler üzerine düşünmeye çağırılıyor. Serra Tansel, Haki adlı işinde çiçek desenli bir platformdan, bir hoparlör aracılığıyla hikayesini anlatırken sanki görememenin karşısına duymayı, duyumsamayı yerleştiriyor.

Luna Ece Bal

Tuz Gölü Buluşması, 2016

Dijitale aktarılmış MiniDV, 1’51”

Sergi, dört hafta boyunca süren genç sanatçıların üretimlerini destekleyen tavrını kürasyona da yansıtmış ve daha az oyunlu, daha basit çözümler kullanılacak sergileme yöntemleri seçilerek, o sanatçı atölyesi havası korunarak düzenlenmiş. Sergiye eşlik eden Delik adlı fanzinde her sanatçı yedi farklı soruya cevap vermiş. “Ne saklıyorsun? Nasıl Saklanırsın? Onu kendi gözlerinle görsen ne yapardın?” gibi serginin ana çerçevesine dair sorulara verilen cevaplar da sanatçıların üretimlerini açıklar, derinleştirir ve geliştirir nitelikte. Delik adlı fanzinde Sine Ergün, Efe Murad ve Gökcan Demirkazık’ın metinlerinin yanı sıra, Burak Kabadayı’nın kendi işine referans veren, kalplerimizin üzerine yapıştırabileceğimiz kurşun deliklerinden oluşan sticker’lar bulunuyor. Sergi, vurgulanan genç üretimi ne yazık ki sorduğu sorulardan ileriye taşıyamıyor; işlerin büyük kısmı kendini kolayca ele verirken, sergi tematiğinden bağımsız yeni bir soru sordurtmak veya bakış açısı sunmak konusunda fazla heyecan verici bir etki uyandıramıyorlar. “Hiçbir Şey Görememek”, dijitalle gerçeği, gerçeği dijitalle takip etme durumunu konu edinmesiyle başarılı olan, kurtulamadığımız bilişsel bagajımız yüzünden/sayesinde bugün bu kadar çok şeyi görebilirken neleri göremediğimizi arayan bir sergi.

“Hiçbir Şey Görememek” adlı sergi 26 Şubat’a kadar Alt Sanat Mekânı’nda görülebilir. 

0
4136
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Advertisement
Geldanlage