0 YAPILAN YORUMLAR
7928 GÖRÜNTÜLENME
0 TAKİPÇİ
0 BEĞENİ
İşi İnsanla(!) Olanlara Dair

Bir banka reklamı dönüyor bir süredir TV kanallarında, “… işimiz insanla” diye biten bir slogana sahip. Ve ben bu reklamı her gördüğümde o anı hatırlıyorum…


O ana döneceğim. Ama ilk önce “bankacılık” denilen sektöre dair 1-2 kelam edeyim.


Hayatının 1 yılını bu sektörde çalışarak geçirmiş bir beşerim ve bu sektörle ilgili peşin olarak şunu söyleyebilirim: Bankalar, emeklerini kullanarak çalışanlarını, paralarını kullanarak da müşterilerini sömüren birer modern zaman tefecileridir. Çalışanlar kısmına ayrıca bir paragraf açmak gerekir tabi. Bu çalışanlar, tahmin edeceğiniz gibi, banka şubelerinin alt pozisyonlarında ve çağrı merkezlerinde ter döken, 3 kuruş maaş veriliyor diye Allah’ın her günü “neden yapamadın,neden satamadın?” gibi sorularla boğazı sıkılan insanlardır. Bankalar, bu insanları, “ne de olsa geride binlerce iş arayan var” şeklindeki o içine tükürülesi kapitalist güvenceye dayanarak sömürürler. Bu öylesine bir baskıdır ki bazı zamanlar şöyle düşündürür insanı: “Benim bu satışı yapamamam bankanın batmasına neden olabilir”. Evet, bu kadar trajikomik bir hâl alır bu durum.


Müşterilerle olan kısma ise çok az değineceğim. Zira hemen hemen herkesten hesap işletim ücreti, kart aidatı gibi paralar kesilmiştir. O ürünü satana kadar müşterisini kral tahtına oturtan banka, ürün satıldığı andan itibaren müşterisini artık her fırsatta yolunacak bir kaz gibi görmeye başlar. Böyle bir devrandır bu.


Gelelim o ana…


Neydi bu bankanın, yani şubelerde ve/veya çağrı merkezlerindeki çalışanlarına 3 kuruş prim vermemek için imkânsız hedefler koyan ve fakat reklamlarında oynayan abilere/ablalara binlerce lira sayan bankanın sloganı: “Bizim işimiz insanla”


İnsanla he?


Kalbi delik kızının raporu elinde şubeye gelen ve üstündeki rehnin kaldırılması hâlinde arabasını satıp kızını ameliyat ettireceğini söyleyen vatandaş neydi peki? İnsan değil miydi? Benimle konuşurken sesi titreyen, gözleri dolan o babaya sizin genel müdürlüğünüzde bilmem ne pozisyonunda olan çok kurumsal abla ne yanıt vermişti? Tabi siz bilemezsiniz, ben söyleyeyim. “Bilmem ne şubesindeki bireysel hesabının üzerinde haciz var, dolayısıyla rehni kaldıramayız. Şu kadar lira yatırsın”. Hadi sizin dilinizle konuşayım, söz konusu baba bir şahıs şirketi sahibi ve aracı ticari krediyle almış. Ticari hesabındaki tüm borçları da ödemiş. Ama yetmez değil mi sizin için, bireysel hesabındaki borçları da ödesin. Sizin işiniz insanla değil mi? Peki bu baba ve kızı neydi sizin için? O baba benimle konuşurken sesi biraz yükselince, yan masadan “sesinizi yükseltmeyin lütfen” diye atlayan o sizin çok seveceğiniz türden personeliniz için o adam neydi? Genel müdürlüğünüzdeki o kurumsal ablanın gözünde o küçük kız neydi? İnsan mı, değil mi?


O babanın işini o gün ben halledemedim. “Yetkisizlik” denilen yaftayı vurdular alnıma ve öylece kalakaldım oturduğum masada. Bir süre sonra bankada başka bir pozisyona geçtim. Ve gelen bir mailde gördüm ki o baba ben de dâhil bütün şubeyi şikâyet etmiş. İyi de etmiş. Bilmiyorum, işini daha sonra hallettiler mi? Ama işte o gün, koskoca adamın gözlerinin dolduğu, sesinin titrediği o gün, o adam o bankanın gözünde neydi? İşi rakamla değil insanla olan bankanın adamdan istediği tutar rakamla mı açıklanıyordu insanla mı?


Allah’ınızı severseniz –ki sizin paradan başka bir şeyi sevdiğinizi düşünmüyorum- şu reklamı kaldırın. Çünkü her gördüğümde o adam geliyor aklıma. Kapitalizmin sadece reklamlarda aklına gelen -pek tabi göz boyama, menfaat çıkarma amaçlarıyla aklına gelen- o adam beliriyor gözlerimin önünde. Sonra küfrediyorum paraya, güce, kapitalizme, bankalara, faizlerin artmasına, kesintilere, reklamlara, çaresizliğe, namerde muhtaç olmaya ve daha nicesine…

0
2209
0
Tag: banka
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Advertisement
Geldanlage