0 YAPILAN YORUMLAR
97101 GÖRÜNTÜLENME
11 TAKİPÇİ
0 BEĞENİ
Çocukluğun Sonu

Sonra eksikliği de sevdim, geri dönerler diye de değişmedim, değiştirmedim kendimi. Zamanın üstüne koyduklarıyla bir anı oldular şimdilerde.

Ye, Dua Et, Sev ve Evlen. Hayatın kuralı bu ise çok zorlanmamamız lazımdı. Sevdikçe yiyesi geliyordu insanın, yedikçe; şükredesi, dua edesi. Öte bir şey yapmaya, düşünmeye de gerek yoktu yani.

Hayat Bilgisi dersinden kalanlar ile aynı safta olmamız olası değildi yani.

Dua edilerek yaşatılabiliyormuş gibi yapın dediler, bizde dua eder gibisinden ettik; öldü bütün saksı çiçeklerim, bütün evcil hayvanlarım firarda, dostlarımda farklı dillerde ezberlemişti dualarını, iniş takımı açılmayan uçak gibi kaldık havada.

Sonra eksikliği de sevdim, geri dönerler diye de değişmedim, değiştirmedim kendimi. Zamanın üstüne koyduklarıyla bir anı oldular şimdilerde.

Farklı hocalara bakıp aynı şeyi öğrenmek mümkün olmadığından, aynı hocaya bakıp farklı şeyler öğrendik bizde. Aynı sınıfta bulunmamızda cabasıydı.

Seviyeli ilişkiler popülerdi o zamanlarda ki, ben seviyemi bilmediğimden ondada hüsrandı sonum. Gerçi MEB akıl edip, Seviye Tespit Sınavı koydu sonradan müfredatın en belirgin yerine. Lakin sınava girme yaşımı yitirmiştim çoktan.

Evlenmeye gelecek olursak; seviyemi bilemediğimden sevemedim. Zaten devlette güçler ayrılığından yanaydı.

Devletin Malı Deniz  :)

Devletin Malı Deniz  :)

Kala kala Ye’me işi kaldı bize. Annem teşhisini koymuştu çoktan, “boğazsızdım” yine de “Devletin malı deniz.....” diyerek denedim bir müddet. Baktım iyi değilim, sonum fena olacak ki, doktorlar yetişti imdadıma; Anoreksia Nervosa (yiyememe hastalığı) diyerek.

Bu arada biraz büyüdüm, gözlerime sürülen boyalar döküldü yavaş yavaş. Su yüzüne çıktı gerçekler. Hayat, böyle bir basitlikte olmamış hiç. Geç fark ettim, Elizabeth Gilbert’in kitaplarıymış bunlar.

Zamanla gördüm gerçekleri, bu kuralların dışına çıktım. Dünyaya gelişimde sorumluluğu olanlar hakkında idari soruşturma açıldı. Düşünce cemiyetine üyelikten yargılandım bir müddet. Fikirlerim toplatılıp çuvallara konuldu kediler gibi, insansız yerlere bırakılmak için. Şükrü Erbaş’a oturarak şiir okuma cezası verildiği günlerdi bunlar. Ne öğrendiysem acılar içinde öğrendim. 

Şaşırdınız mı, niye şaşırdınız ki? Hakikatler uzun süre gizlenemiyor, işte. David Gilmour “Çocukluğun Sonu” şarkısında; ütopyanın ağır bir bedeli olacağını hatırlatmıştı oysa. Kendi ütopyamızı uygulama olasılığımız yokmuş asla. Kim güçlüyse, onun ütopyasında bir müddet yaşam savaşı var hepsi bu işte.

Ve nihayet bizde geldik çocukluğun sonuna, insanlığın başlangıcına. Sevgi ile sadizm arasındaki o ince çizgiye.

Sevgi ile elde edilen hiçbir şeyin ekonomik değeri yoktu. Sırf dua ederek, fotosentez yapan bir çiçeği bile yaşatamıyordunuz. Yiyerek dünyaya verdiğiniz cevap ise kirlilikti sadece. Olmadı. Kapitalizme yanlış argümanlarla cevap verdim hep.


Hüseyin Arda SALKAYA

0
2565
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Advertisement
Geldanlage