09 MART, CUMA, 2018

Sözlü İfadelerin Sınırları Ötesinde

6 Nisan'da Salon İKSV'de gerçekleşecek konserleriyle gönlümüzü fethetmeden önce altı kişiden oluşan Balmorhea’ya merak ettiklerimizi sorduk. Kalabalık bir grup olmanın etkilerinden sözsüz müziğe, müzikal gelişimlerinden son albümlerine pek çok şeyi konuştuk.

Sözlü İfadelerin Sınırları Ötesinde

2006'da Rob Lowe ve Michael Muller tarafından kurulan, Teksaslı enstrümantal/deneysel müzik grubu Balmorhea, üçüncü kez, yine Salon’da İstanbullu dinleyicileriyle buluşmaya hazırlanıyor. Son albümleri Clear Language’in ardından dinleyiciyle buluşacak olan grup, sözsüz ve engin müziğiyle büyük hayran kitlelerine ulaşıyor.

Parçalarınızda şarkı sözü yer almıyor. Bu da kuşkusuz ki onları evrensel bir boyuta taşıyor. Müziğinizde sözün olmamasının geri dönüşleri neler?

Müziğimizdeki söz eksikliği, dinleyiciyi yorum genişliği yaratmaya davet ediyor. Kimse sözlü ifadelerin sınırlamalarıyla kısıtlı olmamalı. Kelimelerin olmamasını özellikle planlamadık, bir şekilde böyle oldu ve bunun doğal olduğunu hissettik. Değişik durum ve duygu dizisindeki farklı yerlerden gelen dinleyicilerin aynı müziğe birbirinden farklı duygular hissetmesi güzel bir şey.

Gitar, piyano, banjo, çello, keman gibi enstrümanları sıklıkla kullanıyorsunuz. Akustik bir sound’unuz var. Müziğiniz engin, derin ve bir rüyayı anımsatan tınılara sahip. Bu tılsımlı tarzınızı oluşturmak için nelere dikkat ediyorsunuz?

Belki notalar ile notalar arasındaki nefes benzeri karşıtlık, müziğe insani ve duygusal bir his veren yokluk arasındaki boşluk… Bazen belirli bir his yaratmaya çalışıyoruz bazense şarkıyı yazarken kendiliğinden oluşuyor.

Grubun kurucuları olan Rob Lowe ve Michael Muller, ABD’nin Teksas eyaletinden geliyor. Hatta grup ismini de yine Teksas’ta yer alan Balmorhea adlı bir küçük bir kasabadan alıyor. Çocukluğunuzun geçtiği şehrin üretiminize etkisi nedir?

Rob, Batı Teksas çölü manzarası arasında geniş, doğal bir havuza sahip olan Balmorhea kasabasının yakınında büyüdü. Alışılmadık derecede güzel bir yer, grubun kuruluş zamanında da kasabanın adının gruba çok uygun bir unvan olduğunu düşündü. Çevremizden küçük, gizli etkileri yaratıcı sürecimize ekliyoruz. Bu ayrıntılar zaman zaman kendini müzikte gösterdiğinde eğlenceli oluyor.

Ekipteki birçok ismin solo çalışmaları ve albümleri de var. Kalabalık bir ekip olduğunuzu düşünürsek hem kişisel müziğinizi hem de grubun albüm ve konser çalışmalarının sürdürülebilirliğini sağlamak sizi nasıl etkiliyor? İkisini dengede tutabiliyor musunuz?

Böyle bir grupla sık sık tur yapmak çok zor. Hem insan sayısı açısından hem de uygun bir tur yapmak için gerekli olan çok sayıda etmen sebebiyle bazen yıldırıcı olabiliyor. Ancak müzik yapmaya karar verdiğimiz belirli topluluk, üretimin doğal olarak gerçekleşmesi için 6 kişiye ihtiyaç duyuyor.

Enstrümantal müzik yapıyorsunuz. Filmlerde de sık sık müziğinizle karşılaşıyoruz. Film müziği yapmak nasıl bir his?

Film veya reklamlar için müzik yapmak gerçekten kolay bir şekilde gerçekleşiyor, yenilikçi ve ilham verici film yapımcıları ile iş birliği yapma fırsatını seviyoruz. Fransa'dan uzun metrajlı bir film için özgün bir müzik yapmayı henüz bitirdik. Kayıt ya da tur yapmakla meşgul olmadığımız önümüzdeki yıllarda daha fazla bu tarz çalışma yapabileceğimizi umuyoruz.

Yıllar içindeki müzikal gelişiminizi nasıl tanımlarsınız?

İki kişi olarak başladık. Yalnızca gitar ve piyano olan ilk albümümüzün ardından başka bir sese ihtiyacımız olduğunu hissettik. Rivers Arms, viyolonsel ve keman eklenmiş ikinci kaydımızdı. Ardından dikey bir bas ve bazı gittikçe düşen elektronik gitar ekledik. All is Wild ve All is Wild’den beri piyano, gitar, viyolonsel, keman, bas ve perküsyon, aynı zamanda dokulara yardımcı olacak bazı yardımcı sesler ve elektronik bileşenlerden oluşuyoruz.

Günümüzde elektronik altyapılar ve müzikteki teknolojinin etkisi ortada. Sizin müziğinizde teknolojinin etkisi nedir? Akustik bir sound’da da teknolojik ve elektronik altyapılar kendini gösteriyor mu?

Müziğimizdeki elektronik unsurlarla akustiği etkin bir şekilde eşleştiren, güzel bir denge ve benzersiz bir ses var. Stranger albümümüzde yoğun bir şekilde araştırdık. En yeni yayımlanan Clear Language de bir miktarda elektronik sesin yanı sıra juno ve prophet sentezleyicileri var.

Yoğun bir programınız var, geçmişinize baktığımızda neredeyse her yıl bir albümle karşılaşıyoruz. Ancak tabii son albümünüz Clear Languege öncesi dikkat çeken bir ara da söz konusu oldu. Bu dönemde neler yaptınız? Beş yıl gibi uzun bir süre albüm yayımlamamanın etkileri neler oldu?

Heir 7" ve Clear Language arasında, Balmorhea kaydımızı yeniden yayımladık ve turneler devreye girdi. Bu süreçte bazı üyeler evlendi ve aile oldular. Rob ve Aisha da solo kayıtlar çıkardı.

Kalabalık bir ekipsiniz bunun etkileri neler? Bu durum üretiminize ve kayıt aşamanıza nasıl yansıyor?

Kayıt işlemi için oluşturduğumuz müziğin % 85'i Rob ve Michael tarafından yapılıyor. Temel katmanlar tamamlandıktan sonra bazı ögeler ekleniyor. Canlı ortamda, 6 kişinin hepsi bir araya gelerek şarkıları şekillendiriyor ve şarkıları, tüm aletlerin ve bileşenlerin bir kerede çalınabileceği canlı bir ayara sığacak şekilde hazırlıyoruz.

Daha önce 2013 ve 2014 yıllarında yine Salon’da İstanbullu müzikseverlerle buluştunuz. İlk gelişinizin üzerinden beş yıl geçti. Bu beş yılda kariyerinizde neler değişti?

İstanbul'da ilk kez Stranger (2013) albümünün ardından sahne aldık. Daha sonra 2014’te, yeniden yayımlanan kendi albümümüzle, bir ikili olarak geri döndük. Şimdi 2018'de, tüm ekibin olduğu ve albümümüzdeki tüm şarkıların yer aldığı bir konser için dönmekten heyecan duyuyoruz. Hepimiz biraz daha yaşlıyız ve müziğe daha sıkı bağlanmış durumdayız. Salon İKSV'ye dönmek için sabırsızlanıyoruz!

0
4496
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle