22 EYLÜL, PERŞEMBE, 2016

Dijital Dünyaya Bir Süre Ara Verin

Türkiye’de eşine nadir rastlanacak bir etkinlik gerçekleşecek 23, 24, 25 Eylül tarihlerinde; İCAF (İstanbul Comics & Arts Festival). Birçok ünlü çizer ve sanatçının da katılımıyla harika workshoplara ve içeriklere ev sahipliği yapacak etkinliğin düzenleyicilerinden Alper Sesli ile katılımcıları nelerin beklediğini ve konu üzerindeki fikirlerini konuştuk.

Dijital Dünyaya Bir Süre Ara Verin

Öncelikle bu kadar kapsamlı ve canlı bir etkinliği bizlerle buluşturduğunuz için teşekkür ederek başlamak istiyorum. En merak ettiğim şeyle başlayayım; bu etkinliği oluşturmakta size ilham veren ve motivasyon sağlayan etkenler nelerdi?

Aslında ilham veren özel bir an ya da durum yoktu. Bir gün plajda çok sevdiğim bir çizgi romanı okurken aklıma takıldı, bu yaşta benim gibi kaç kişi daha okuyordur şu an diye? Sonrasında bu soru takıldı kaldı. Kendi kendine yinelemeye başladı. Ofise döndüğümde ekiple paylaştım ve bir ön çalışma yaptık biraz uzunca sürdü ve detaylıca “pazar-tüketici-fan” büyüklüğünü masaya yatırma şansımız oldu bu çalışma ardından. Sonuç olarak şunu gördük bu festival ilk yıllar bizim “dsm group” olarak desteğimizle ortaya çıkar sonrasında ise yayıncısı, okuru, sanatçısı arzu ederse uzun yıllar yaşamaya devam eder. Aslında bu festival biraz çizgi roman aşkı, biraz tatil, biraz tembellik, biraz mesleki takıntılar yani kentli ve sürdürülebilir etkinlik arayışları ve en önemlisi de Fransız Çizer Luc Jacamon’un Le Tueur (Tetikçi) isimli albümünü okurken doğdu.

Etkinliğin içeriklerinden haberdar olmayanlar için, bizi ne gibi aktiviteler, seyirlikler, deneyimler ve sürprizler bekliyor?

Festivalin oldukça yoğun ve renkli bir programı var. Tüm program dört disiplinin etrafında şekilleniyor. Festivale geldiğinizde çizgi roman, illüstrasyon, animasyon, grafiti ve alternatif sanatlarla ilgili etkinlikler bulabileceksiniz. Çizgi roman tarafında şehirdeki önemli çizgi roman ve yayınevinin katılımıyla oluşan bir çizgi roman alanımız olacak. Performans alanımızda ise şehirde ilham veren işlere imza atan 12 grafiti sanatçısının üç gün boyunca performanslarını canlı olarak izleyebileceksiniz. İllüstrasyon tarafında ise Milk Gallery, Halt Studio, Krüw ve bağımsız sanatçıların işlerinin sergileneceği bir alanımız olacak. Tüm bunlar Club Quartier’in tenis kortlarında gerçekleşecek. Havuz başında ise “Havuz başı Animasyon Kuşağı” programıyla bu yıl dünyadan festivallerde gösterilen animasyonlardan oluşan oldukça özel bir seçki hazırlandı. Katılımcılar, su ve havuz temalı animasyonlardan oluşan bir seçki izleyebilecekler. Tabii, bir yandan da gündüz workshop programımız çok renkli..

Alper Sesli

Etkinlikte yer alan workshoplar da oldukça ilham verici olacaklar. Workshop bölümünde nelerle karşılaşacağız?

Workshoplarımız etkinlik programının yoğun bir bölümünü oluşturuyor. Origami workshop’undan, kağıttan heykellere, karikatür çizim atölyesine, defter yapım atölyesine, stop motion, baskı, stencil, süper penguen çizgi atölyesi, çiçek dürbününe kadar bir çok workshop katılımcıları bekliyor.

Çizgi dünyalarına dalmak gerekirse, son zamanlarda büyük bütçeli filmlerin katkısıyla önceleri çok ufak kitlelerin haberdar olduğu süper kahraman kültürü sadece ülkemizde değil dünyada da inanılmaz popüler oldu, hatta günümüzde popüler kültürün en önemli parçası haline geldi diyebiliriz. Şimdi buna bağlı olarak Türkiye’deki klasik mizah dergilerinin yanına her yönüyle batıyı örnek alan çizgi roman dergileri ve kitapları da çıkmaya başladı. Bu tarzın ülkemizdeki üretimine nasıl bakıyorsunuz ve bu üretimin artacağına inanıyor musunuz?

Aslında çizgi roman biraz da siz kim iseniz o oluyor. Her karakter bir başka karakterin kahramanına dönüşüyor. Bu bağlamda bu koskocaman dünya içerisinde biraz da sizin karakteriniz takip edeceğiniz karakteri oluşturuyor. Küçükken Kızıl Maske’yi bir adada ve gizemli bir yerde hem de kurukafa görünümlü bir mağarası olduğu için severdim, Mister No’nun ise düzenli dayak yiyen ama yakışıklı ve uçak kullanan o serseri çapkın haline özenirdim. Ülkemiz genel coğrafya olarak çok kahramanlık öyküleri olan, ama çok az çizgiye dökülmüş topraklar. Çizgiye dökülenlerin çoğu da ajite edilip politik materyale dönüştürülmüş. Bu nedenle ben ülkemizde kahramanı olan değil “kahramansız çizgi roman”ın gelişimine destek olunması taraftarıyım. Bu konuyu da festivalde çok değerli çizerler ile konuşuyor olacağız. Zaten çizgi roman gibi bir ülkedeyiz. Her an kahramanlar değişiyor, her an her şey değişiyor böyle bir coğrafyada yaşayıp da çizgi roman sevmemek mümkün değil. Yeter ki yayınevleri makul ve ulaşılabilir fiyatlara basmaya ve raflara vermeye devam etsinler. Çizerler çizmeye zaten hazır ve çiziyorlar ve üretiyorlar her daim..

Çok değerli konuklar da etkinlikte yer alacak. Artık ülke olarak bizim de bu mecralarda kendi starlarımızı yaratmamız gerçekten harika. Bu insanlarla gelecekte de bizi buluşturmaya ve yeni etkinlikler düzenlemeye devam etmeyi şimdiden düşünüyor musunuz?

Aslında bir başka etkinliğimizde (İstanbul Coffee Festival) o kadar büyük kitlesel bir talep oluştu ki daha sonra o etkinliğin bir küçük versiyonu (Coffee Weekend) il il gezmeye başladı. Hatta o da büyüdü ayrı bir birey oldu artık. Bu tür niş projelerdeki yaklaşımımız aynı, ticari anlamda ilk yıllar bir şey kazanmadığımız gibi sürekli kaybeden tarafız. Fakat kentli olmanın bir bedel olduğunu düşünerek yaşadığımız kent kültürüne hizmet eden projeler üretmeye devam ediyoruz, doğal olarak risk alıyoruz. Çok az marka size ilk günden destek oluyor. Markanız olgunlaşınca diğer markaların da talebi başlıyor. İşte bu da sürdürülebilirliği yanında getiriyor. Bu noktada ilk yıl bizi ilgilendiren kasamız değil, içerideki ziyaretçilerin yüz ifadeleri, heyecanları, konuk sanatçıların yorumları, katılan markaların geri dönüşleri hepsi ama hepsi aslında bir bütünün parçaları. Biz de bu yolda öğreniyoruz ve gelişiyoruz İCAF olarak. Bu bağlamda çizerler, üretenler, yayıncılar, okurlar İCAF’ı severse İCAF 2017’de birkaç başka ilimize daha ulaşacak. Ama İstanbul etkinliğimiz gelecek yıl Asya, Ortadoğu, Kuzey Afrika, Doğu Avrupa ve Balkanlar bandına açılacak, kucaklayıcı olacak ve bu coğrafyaların en önemli hub’ı olacak umudundayız. Birlikte göreceğiz ve yaşayacağız...

Selçuk Erdem

Bir de şahsi bir soru sormak istiyorum. Elbette ki etkinlikte yer alacak her şeyde çok fazla emeğiniz var fakat etkinliğe dair sizi en heyecanlandıran şey nedir?

Bunu şöyle hayal edin, sokağa çıktığınızda hele İstanbul gibi dev bir kentte sokakta yürürken diğerlerinin gözlerine baktığınızda konuşacak yada paylaşacak ortak neyimiz var sorusunun ne kadar ürkütücü olduğunu fark edeceksiniz. Fakat kent kültürünün etkinliklerinde öyle ya da böyle din, dil, ırk, cinsiyet, kılık kıyafet ya da yaş farkı olmaksızın o an o şey için oradasınız. Sizin gibi heyecan duyanlarla... İşte tam da buradan bakıyorum. 23-25 Eylül’de İCAF’ta yeri geldiğinde çok sevdiğim bir çizgi roman, kahraman ya da çizer için ben de 30 yaş küçük ya da 30 yaş büyük ve yukarıdaki kriterlerden arınmış bambaşka bir kitle ile iletişim kurabilme şansına sahibim. Bunu paha biçilmez buluyorum. Yaşamın hızlı nehrinde akarken ufak sığlıklarda en azından bir yönüyle kendin gibi olanlarla olmak güzel bir duygu. 

Etkinlikle ilgili detaylı bilgi için http://www.icaf.com.tr/en/ adresini ziyaret edebilirsiniz.

0
4139
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Advertisement
Geldanlage