GÜNDEM
  • 17-04-2024

    BKM, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kapsamında dünyanın en büyük kukla gösterilerinden biri olan Dragons and Mythical Beasts’i 19-23 Nisan tarihleri arasında Maximum Uniq Hall’de izleyicilerle buluşacak.

    Dragons and Mythical Beasts gösterisinde; ejderhalar, mistik ve sevimli canavarlar izleyicileri farklı bir yolculuğa çıkartacak. İngiltere tiyatrosunun en önemli ödüllerinden Olivier Ödülü adayı olan şov, mitolojik hikâyeleri büyüleyici bir atmosferle çocukların beğenisine sunuyor. Heyecan, aksiyon, eğlence, gizem ve sırlarla dolu şov çocuklar ve ailelerini bir dünya gezisine çıkarıyor. Devasa taş trol, gizemli Indrik, görkemli Griffin, tek boynuzlu at, diş perisi ve ejderha gibi birçok kukla çocukların hayal gücünü geliştirecek, fantastik hikâyeler ile tanıştıracak. 

    Dragons and Mythical Beats, 19-23 Nisan tarihleri arasında 10 farklı gösteri ile Maximum Uniq Hall’de olacak. Gösterinin biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.

    0
    0
    129
  • 17-04-2024

    Orhan Umut’un “Gece Görüşü” başlıklı kişisel sergisi, Zeynep Öztürk küratörlüğünde 18 Nisan-11 Mayıs tarihleri arasında DG Art Project’te sanatseverlerle buluşacak.

    Orhan Umut’un resimlerinde yalnızlığın ve bırakılmışlığın rengine bürünmüş insanlar yer alıyor. Bu insanlar, her türden yabancılaşmanın ve insanilikten uzaklaşmanın dünyasında her nasılsa yaşama sevinçlerini koruyorlar ve umutlarını yeşil tutuyorlar. Bu sebeple kendilerine ait münhasır alandan çıkarak, kolektif bir üretim alanı olan sokağa taşıyorlar. Bu hâlleriyle güven veren, yatıştıran ve bizimle olan figürler olarak izleyici karşısına çıkıyorlar.

    ​Ana teması “Gece Görüşü” olan sergide, bazı şeylerin üstesinden gelemeyeceklerinin farkında olan kahramanlar, bir hayal unsuru olan gündüzü ve aydınlığı konuşmaya devam ediyorlar. Onların bir arada olmaları, ef ve püf kumpanyasıyla özelleştirilmiş hayata karşı bir reddediş ve mekân anlayışına katkı olarak görülebilir. Sanatçının eserlerinde somut gözlemlerle kavramsal düşüncelerin buluştuğu bir dünya izleyici karşısına çıkıyor. Kültürel çeşitliliğin, yalnızlığın ve bırakılmışlığın renklerle bütünleştiği eserler; izleyicileri derin bir düşünceye ve duygusal bir yolculuğa çıkarıyor.

    0
    0
    136
  • 17-04-2024

    Akademisyen yazar Kevin J. Wetmore Jr.’ın, tarih boyunca her kültürde kendine bir yer bulan insan yiyen canavarlara dair anlatılara odaklanan araştırması Ölü Yiyiciler, Selin Kurugül’ün çevirisiyle Ayrıntı Yayınları tarafından yayımlandı.

    Wetmore, mitolojiden çağdaş popüler kültüre uzanarak hortlaklar, yamyamlar, zombiler, vampirler, gulyabaniler gibi ölü yiyen tüm şeytani yaratıklar hakkındaki mitleri ve hikâyeleri inceliyor.

    “Dünya üzerindeki her kültürde, insan yiyen canavarlara dair anlatılara tanık oluruz. Grendel’den ortaçağda bir yamyam olan Sawney Bean’e; antik İran’daki gulyabanilerden Teksas Katliamı’na kadar, bu varlıkların insanları yediği her hikâye, evrensel ve bir o kadar da korkutucu nitelikler taşır. Mitolojiden başlayarak tarihe ve çağdaş popüler kültüre yönelen Wetmore, antik Yunan tanrılarının insanlarla beslenme hikâyelerinden Tibet’teki gökyüzü cenazelerine; Zerdüştlükten modern toplumlardaki gerçek yamyamlık vakalarına kadar görünüşte insanlık dışı olan bu eylemleri inceleyerek Ölü Yiyiciler’de, ceset yiyenlerin bizlere insan doğası ve en derin korkularımıza dair pek çok şey öğretebileceğini ortaya koyuyor."

    0
    0
    137
  • 17-04-2024

    Artweeks İstanbul’un 9. edisyonu, Bilgili Holding ev sahipliğinde, UBS ana sponsorluğunda 20-28 Nisan tarihleri arasında The Ritz Carlton Residences, İstanbul B Blok’ta sanatseverlerle buluşacak.

    Bilgili Sanat ve Sabiha Kurtulmuş organizasyonu ile düzenlenen etkinlik, sanatın evrensel dilini yansıtan eserlerle sanatseverler ve sanatçılar arasında bağlantı kurmayı hedefliyor. Sanat galerilerinin yanı sıra, kurumsal ve özel koleksiyonların, müze koleksiyonlarının yer alacağı Artweeks Istanbul, yeni edisyonunda küratoryel projelere ayrılan “Storytellers” bölümü, Bilgili Sanat’ın projesi bağımsız sanatçıları bir araya getiren ONE Akaretler 101 adını taşıyan seçkisinin yer aldığı “Nexus” alanı ve İstanbul dışından katılan galerileriyle birçok yeniliğe imza atmaya hazırlanıyor. Katılımcı galeriler arasında MERKUR Galeri, Martch Art Project, Anna Laudel, Sevil Dolmacı, Rıdvan Kuday Gallery, Ferda Art Platform, Gallery Kairos, Mine Sanat Galerisi, Ruzy, Collect Gallery, KUN Art Space, The Key Art Gallery, Artopol ve Frank Art Studio yer alırken, kurum sergileri olarak Bilgili Koleksiyonu ve Burhan Doğançay Müzesi ve Koleksiyonu bulunuyor. MT1012 markasıyla Artweeks Istanbul’da ilk kez yer alacak Murat Türkili’nin yanı sıra, solo gösterimlerde Barış Çavuşoğlu x Mercado x Bilgili Sanat, Sedef Gali, Antonio Consentino ve Haluk Akakçe Koleksiyon Sergisi gibi özel çalışmalar da yer alıyor. “Storytellers” bölümünde hikâye anlatıcılığını Beral Madra ve Levent Çalıkoğlu üstlenirken küratoryal projelerin de yer alacağı Artweeks Istanbul katılımcıları arasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden Kültür AŞ’nin kamusal sergi alanı olan Taksim Sanat ve Dijital Deneyim Müzesi bulunuyor. Artweeks Istanbul’da tüm sergiler ve söyleşiler tüm sanatseverlere açık ve giriş ücretsiz.

    ​Bilgili Holding ev sahipliğinde, Lexus’un premium sponsoru olduğu Artweeks Istanbul 9. edisyonunda Soho House Istanbul, Samsung, Atelier Rebul, Minoa, 49 Çukurcuma, Petra Roasting Co., Tepta, Jotun, Bundle, ArtDog Istanbul, Perfect Weekend Magazine, Cherie Flowers, Rido, Motta, Emfa, İkiel, Fenix, Ermas, Geberit, Beşiktaş Belediyesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür AŞ ile gerçekleştirilecek marka iş birlikleriyle de sanatseverlere farklı deneyimler yaşatacak.

    0
    0
    307
  • 17-04-2024

    Doğa ve orman pedagojisi eğitmeni Sima Özkan’ın çocukların orman günlerinde yanlarından ayırmak istemeyecekleri, doğayla bağlarını güçlendirmeyi amaçladığı, Esra Şanal’ın resimlediği kitabı Bu Renge Orman Denir, Meraklı Tilki Kitaplığı’ndan çıktı.

    Çocuk kitapları yazarı, çevirmeni, editörü ve doğa eğitmeni olan Özkan, 5 yaş ve üzeri okura canlıların yaşam döngüsünü, doğayla bağ kurmayı, doğanın devinimi ve değişkenliğini renkli bir hikâye ile anlatıyor.

    ​“Mavi, ormanın bir parçasıdır. Ormandaki yürüyüşleri sayesinde hiçbir günü bir diğerine benzemez. Çünkü aynı ormana iki kere gidemezsin ve hiçbir şey olduğu gibi kalmaz. Orman yerinde duramaz bir türlü... Doğanın ritmini Mavi’nin ormanda gezinen ayak seslerinden dinleyebilirsiniz ve bu kitabı ormanda okurken şöyle sorabilirsiniz: Sahi, orman ne renktir?”

    0
    0
    202
  • 16-04-2024

    Yorgos Lanthimos’un yeni filmi Merhamet Hikayeleri (Kinds of Kindness), 5 Temmuz’da vizyona girecek.

    Yorgos Lanthimos’un 11 dalda Oscar adayı olan ve 2023’ün en çok konuşulan filmleri arasında yer alan Zavallılar’ın (Poor Things) ardından yeni filmi Merhamet Hikayeleri’nin ilk fragmanı yayımlandı. Oscar ödüllü Emma Stone ile Oscar adayları Jesse Plemons ve Willem Dafoe’nin başrolleri paylaştığı filmin oyuncu kadrosunda Margaret Qualley, Oscar adayı Hong Chau, Joe Alwyn, Mamoudou Athie ve Hunter Schafer gibi isimler yer alıyor. Kendi hayatının kontrolünü ele geçirmeye çalışan, seçeneği olmayan bir adamın hikâyesini anlatan üç parçalı bir masal olarak nitelendirilen filmde izleyiciler, denizde kaybolan karısının geri döndüğünü ancak farklı biri gibi göründüğünü fark eden bir polis memuru ve kaderinde olağanüstü bir ruhani lider olmak olan ve özel yeteneklere sahip birini bulmaya çalışan kararlı bir kadının dünyasına davet ediliyor. Searchlight Pictures imzalı filmin senaryosunu Yorgos Lanthimos ile Efthimis Filippou kaleme aldı.

    Merhamet Hikayeleri’nin fragmanını buradan izleyebilirsiniz.

    https://www.youtube.com/watch?v=RLQTd3nLbxw

    0
    0
    257
  • 16-04-2024

    Contemporary Istanbul Vakfı, Türk-Japon ilişkilerinin 100. yılı kapsamında Türk Hava Yolları partnerliğinde Japon sanatçı Tomokazu Matsuyama’nın “Mythologiques” başlıklı kişisel sergisini 60. Uluslararası Venedik Bienali’ne paralel olarak Venedik’te sanatseverlerle buluşturacak.

    Christoph Doswald’ın küratörlüğünü üstlendiği sergi, 20 Nisan-24 Kasım tarihleri arasında altı ay boyunca Magazzino No. 41, Marina Militare, Arsenale di Venezia’da izleyicilerle bir araya gelecek. Tomokazu Matsuyama, Japonya ve ABD arasındaki mirası arasında köprü kurarak, küreselleşmiş bir toplumun karmaşıklıklarını gezinen canlı bir eser olarak iki kültürel anlatıyı bir araya getiriyor. Sanatı, farklı kültürel sembolleri yeni, evrensel bir gerçeklikte birleştirerek, çağdaş yaşamın dinamizmini yankılıyor. Görsel olarak etkileyici eserlerinin arkasında yerel tanıdıklık ve küresel evrenselliğin gerilimi üzerine Christoph Doswald’ın küratörlüğünde sergi temasını şekillendiriyor. Tarihi kilometre taşlarından ve bağlantılı dünyamızın bütünsel görüşünden beslenen Mythologiques, Claude Lévi-Strauss'un ilham aldığı ve Christoph Doswald tarafından kürate edilen, yaygın görüntüler, değerler ve bilgiler çağında bireysel kimliğin inşasına değiniyor. Matsuyama’nın küresel bağımlılıklar ve kültürel gerilimler üzerine düşünceleri, kültürel kaynaşma üzerine yeni bakış açısıyla, serginin kimliğini oluşturuyor.

    Venüs’ün zengin arka planına karşı, kültürel kesişimlerin şehri olan Venedik’in arka planından tasarlanan sergi, Matsuyama’nın kimlik, aidiyet ve küresel durum üzerine sanatsal üretimine odaklanıyor. Bu diyalog, Arsenale’deki sergi mekânıyla daha da zenginleştiriliyor ve yerleştirmeler, büyük ölçekli resimler ve heykeller aracılığıyla kimlik ve küresel bağlantı üzerine yansıtıcı bir tartışmayı açıyor. Doswald’ın küratöryel bağlamı, Matsuyama’nın “öz ve yabancı”nın nüanslı keşfini vurgular ve kültürel belirsizliğin bir kaledoskopunu açığa çıkarıyor. Matsuyama’nın eserleri, çok kültürlü deneyimlerinden ve akademik yolculuğundan ortaya çıkan, globalleşen sosyal yapılar üzerine derin bir yorumu özetliyor. Sergi, Web3 çağında geleneksel kimlik kavramlarının eskimesi ve günümüzdeki kültürlerin yoğun kesişimini ele alarak Matsuyama’nın çeşitli bağlamlarda süregelen içsel sorgusunun bir yansımasını izleyiciye sunuyor.

    Mythologiques, Venedik’in kültürel, ekonomik ve sosyal enerjileriyle etkileşime giriyor. Sergi, sekiz büyük ölçekli resimden oluşmakla birlikte, altı “yan sunak”ı içeriyor ve kültürel karmaşıklık ve küresel tasarım etkileri üzerine canlı bir anlatı oluşturan You One Me Erase adlı anıtsal bir eserle sona eriyor.

    ​Künye: You, One Me Erase H108×W260in H274.3×W660.4cm

    0
    0
    193
  • 16-04-2024

    Olga Tokarczuk’un Nobel Ödülü’nden sonra yayımladığı ilk romanı olan Empusyon, Neşe Taluy Yüce’nin Lehçeden çevirisiyle Timaş Yayınları’ndan çıktı.

    Empusyon; doğa-insan, kadın-erkek, ölüm-yaşam çatışmalarını merkeze alırken, tema ve atmosfer bağlamında Thomas Mann’ın Büyülü Dağ’ından izler taşıyor. Tokarczuk, okurunu büyülü bir yolculuğa çıkarırken insan varoluşunun temel sorunlarını ve toplumsal cinsiyet rollerini masaya yatırıyor.

    ​“Eylül 1913. Birinci Dünya Savaşı arifesinde tüberkülozdan mustarip Mieczysław Wojnicz tedavi amaçlı Görbersdorf kasabasındaki bir sağlık merkezine, Avrupa’nın dört bir yanından hastaları ağırlayan Beyler Konukevi’ne gelir. Her gün hastalarla yemek salonunda toplanıp dönemin büyük meselelerini tartışırlar: Savaş çıkacak mıdır? Monarşi mi yoksa demokrasi mi daha iyidir? Şeytanlar var mıdır? Kadınlar doğuştan aşağı varlıklar mıdır? Bu sırada konukevinde ve çevresinde tuhaf şeyler ardı ardına yaşanmaktadır. Birileri ―ya da bir şey― onları izliyor, bu kapalı dünyaya sızmaya çalışıyordur. Erkekler konukevinin çevresinde yaşanmış tuhaf olayları dinledikçe günbegün korkularına yenik düşerler. Wojnicz hem kendi gerçeklerini hem de dört yanını kuşatan uğursuz güçlerin gizemini çözmeye çalışırken onların bir sonraki hedeflerini çoktan seçtiklerini fark etmez.”

    0
    0
    222
  • 16-04-2024

    Alice Merton, Charm Music Türkiye organizasyonuyla 26 Temmuz akşamı Maximum UNIQ Açıkhava’da müzikseverlerle buluşacak.

    “No Roots” şarkısıyla kısa sürede ismini duyuran Alice Merton, Charm Music Türkiye organizasyonuyla gerçekleşecek Sunkissed kapsamında sahne alacak. Etkinliğe eklenecek diğer isimler yakında açıklanacak.

    Dünyanın farklı yerlerinde yaşayan Alice Merton’un kendi geçmişindeki bu çok sesliliği yansıttığı müziği, pop müziğin sınırlarını zorlayarak yıllar içinde değişik stillerin ilhamını taşıyor. Bugün YouTube’da 95 milyonu aşkın dinleyiciyle buluşan “No Roots”un yanı sıra “Hit the Ground Running” gibi diğer şarkılarıyla da tanınan Merton, 2018 yılında EBBA ödülüne layık görüldü. MINT ve S.I.D.E.S. albümleriyle bir milyardan fazla dinlenmeye Alice Merton’ın yeni şarkısı “run away girl” güçlü, karanlık-pop tarzına klasik bir 80’ler dokunuşu getiriyor. Merton, şarkıyı Lana Del Rey, Self Esteem gibi isimlerle çalışan James Dring ve Paul Whalley ile birlikte yazıp üretti.

    ​26 Temmuz Cuma saat 21.30’da Maximum UNIQ Açıkhava’da gerçekleşecek Alice Merton konserinin biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.

    0
    0
    228
  • 16-04-2024

    Gülhatun Yıldırım’ın “Derinin Altında Su Var” başlıklı kişisel sergisi 17-27 Nisan tarihleri arasında Bilsart’ta sanatseverlerle buluşacak.

    Gülhatun Yıldırım’ın canlı performanslarının çıktılarının yer aldığı, Simge Burhanoğlu & Azra İşmen danışmanlığında Performistanbul tarafından düzenlenen “Derinin Altında Su Var” sergisinde, üç farklı performansın çeşitli medyumlardaki dokümantasyonları ve kalıntıları izleyiciye sunuluyor. Sergide, 2023 yılında Almanya’da Ren Nehri’nde gerçekleşen Sonsuz ve Öteki, 2022 yılında İtalya’da Friuli-Venezia Giulia Bölgesi ve İsonzo Nehri’nde gerçekleşen Ay ve Güneş, Türkiye’de bir müzede gerçekleşen Polynya isimli performansları fotoğraf, video, defter, gibi dokümantasyon çeşitleri ile beraber, performansların ana elementi olan - su -, üç performansın ortak birleştirici noktası olarak organik bir kalıntı niteliğinde sanatseverlerin beğenisine sunuluyor. Böylelikle izleyiciler suyun üç farklı hikâyesiyle performansların yolculuğuna tanıklık ediyor. Dokümantasyonlar, performanslardaki görülen ve deneyimlenen eylemleri ortaya koyarken, su gözle görülmeyen ile elle tutulamayana işaret ediyor. Polynya performansının fotoğraf dokümantasyonuna performansta kullanılan büyük buz kütlesinden eritilerek elde edilmiş su eşlik ediyor, buradaki su kalıntısı dönüşen su kategorisinde sergilenirken, Sonsuz ve Öteki’nin video dokümantasyonu ile beraber nehirden gelen su, doğadan alınan su kategorisinde izleyici ile buluşuyor. Ay ve Güneş’te ise sanatçının performans süresince tuttuğu defter günlüğünün yanında çevredeki insanlardan, mekânlardan alınan su, toplanan su kategorisinde sergide yer alıyor.

    ​Performanslardan geriye kalan ortak kalıntı su, taşıdığı hafıza ve yapısı üzerinden performans süreçlerinde kurulan ilişkileri temsil etmenin yanı sıra, o sürecin ve mekânın fiziksel izlerini taşırken -bilimsel olarak ele alındığında bulunduğu coğrafyanın ve ortamın bakterilerini, moleküllerini ve benzeri partikülleri ile mikroorganizmaları içinde barındırırken- kaçınılmaz dönüşümün parçası olarak buharlaşıp son hâline bürünmeden varlığını ortaya koyuyor. Yıldırım, suyu farklı hâlleriyle ele alıyor, onu hayatın döngüsü gibi performans sürecinde işlerken aynı zamanda kendi bedenini, katılımcıları ve etkileşime geçtiği diğer her şeyi bu dönüşümün bir parçası hâline getirip bütünleştiriyor. Performanslarından geriye kalan su, sürecin izlerini kendi içinde taşımaya ve yaşatmaya devam ediyor.

    0
    0
    213
DAHA FAZLA
Geldanlage