GÜNDEM
  • 31-08-2019

    Kerem Ozan Bayraktar’ın kişisel sergisi “Kayalar ve Rüzgarlar, Mikroplar ve Kelimeler”, 5 Eylül – 20 Ekim tarihleri arasında SANATORIUM’da görülebilecek. Küratörlüğünü Kevser Güler’in üstlendiği sergi, sanatçının son dönem üzerinde çalıştığı “Büyük Oksidasyon Vakası” ile varyasyon ve çeşitliliğe dair sorulardan yola çıkıyor.

    Sergide, Bayraktar’ın “Büyük Oksidasyon Vakası”nı illüstrasyonlar, görseller, infografikler, metinler ve simgelerle incelediği baskı çalışması ile bir videosu; canlılık ve hareket ilişkisine baktığı bitki, hayvan ve nesne portreleri ve inorganik bir maddenin dönüşümünü irdeleyen nesne yerleştirmesi bulunuyor. Aynı zamanda sanatçının varyasyon ve çeşitlilik üzerine yapıtlarından minyatür ambulans çalışmaları ile gan çizim yöntemiyle ürettiği olası beden imajları sergileniyor. Sergi, yeryüzünde yaşamsal ilişkilerin dönüşüm ve zamansallığına bakarken, diğer yandan imgenin dönüşüm imkânlarına ve güncel dijital imge kavrayışına dair sorulara davet ediyor.

    ​Sergi ile beraber üretilecek kitap Bayraktar’ın resimleri, Kevser Güler, Gaye Çankaya Eksen ve Sergen Şehitoğlu’nun metinsel çalışmları ile Asuman Suman’ın bir şiirini de kapsıyor. Kitabın tasarımını Dilara Sezgin üstleniyor. 

    0
    0
    1552
  • 31-08-2019

    F. Scott Fitzgerald, yakın, ancak bir yandan da çok uzakta kalmış geçmişine yolculuk etiği öykülerinden oluşan kitabı Mazisi Olan Kadın,  Roza Hakmen’in çevirisiyle, Can Yayınları tarafından yayımlandı.

    Çocukluk yıllarının haşarılıklarını, arkadaşlara yaranma çabalarını, utançlarını, ilkgençliğin ilk aşklarını ve kurulan gelecek hayallerini Fitzgerald kendine özgü naif ve alaycı bakışıyla resmediyor. Bu öykülerde anlatılan, Basil Duke Lee kadar yazarın da çocukluğu. ikinci kısımdaki beş öyküyse, bu kez Josephine Perry isimli bir “yüksek sosyete” kızının renkli, eğlenceli ve sancılı gençlik maceralarını anlatıyor. Fitzgerald, Sevecendir Gece üzerinde çalışırken Saturday Evening Post dergisine yazdığı bu öyküleri daha sonra bir roman haline getirmeyi istemiş, ancak kısa ömrü sebebiyle bu hayalini gerçekleştirememişti. Çay partileri, geziler ve danslarla geçen bir hayatı, tatlıya bağlanan anlaşmazlıkları ve masum üzüntülerin anlatıldığı Mazisi Olan Kadın, sanatçının genç bir adam olarak nostaljik bir portresi.

    Bütün oğlanların büyümeyi saplantı haline getirmeleri çok eski bir gelenektir. Bunun sebebi, zaman zaman gençliğin kısıtlamaları karşısındaki sabırsızlıklarını kelimelere dökmeleri, buna karşılık, çocuk olmaktan son derece memnun oldukları uzun zamanların kelimelerde değil, eylemde ifade bulmasıdır. BasIl bazen azıcık daha büyük olmak istiyordu, ama çok da değil.

    0
    0
    1519
  • 30-08-2019

    Galerist 6 Eylül – 12 Ekim tarihleri arasında sanatçı Nilbar Güreş’in son dönem üretimlerine odaklanan “Mıknatıs ve Ay” başlıklı sergisini ağırlayacak. Küratörlüğünü Kevser Güler’in üstlendiği sergi sanatçının resim, kolaj, fotoğraf, heykel ve video yerleştirmelerinden oluşan bir seçkiden oluşacak.

    ​Sanatçı kumaş̧, tuz, metal, iplik gibi çeşitli malzemeler kullanarak yaptığı heykelleri, mekânsal müdahaleleri, sahnelenmiş̧ fotoğrafları, kolajları, video yerleştirmelerinde beden / coğrafya ile kurgu / fanteziye dair ögeleri cinsellik ve hazla ilişkisi içinde irdeliyor. Queer ve trans feminizmin politik ve imgesel imkânlarını üstlenen Güreş̧, gündelik pratikler ve çeşitli tahakküm sistemleri bağlamında bedenli bir öznelliğin izini sürüyor. 

    0
    0
    1303
  • 30-08-2019

    Homeros’un İlyada ile Odysseia ve Publius Vergilius Maro’nun Aeneis destanları çocuk ve gençler için Rosa Navarro Durán tarafından uyarlanmış, Francesc Rovira tarafından resimlendirilmiş baskılarıyla ve Saliha Nilüfer’in çevirisiyle Kolektif Çocuk tarafından yayımlandı.

    İlyada’da Yunanistan’dan gelen Akhalarla bugünkü Çanakkale yakınlarında yaşayan Troyalılar arasındaki Troya Savaşı’nın son iki ayı anlatılır. Bir tercih yüzünden başlayan ve on yıl süren bu savaşa tanrılar da sık sık müdahale eder. Kahramanlık, cesaret, yaşamın değeri, savaşın yıkıcılığı üzerine güçlü izler barındıran bu büyük eser yaklaşık üç bin yıl öncesine ait olmasına rağmen hâlâ tüm dünyada okunmaktadır.

    Odysseia, Troya Savaşı’nın kahramanlarından Odysseus’un on yıl süren eve dönüş hikâyesidir. Odysseus, Troya düştükten sonra memleketi İthaka’ya doğru yola çıkar ama bu yolculuk başlı başına bir serüvene dönüşür. Bir deniz tanrıçası tarafından yıllarca alıkonur, efsanevi yaratıklarla mücadele eder ve nihayet evine varır. Ama bu sefer de onun yokluğunu fırsat bilip krallığını ele geçirmek isteyenlerle başa çıkmak zorunda kalır. Zekâsıyla meşhur Odysseus’un hikâyesi yaklaşık üç bin yıldır pek çok esere ilham kaynağı olmuştur.

    Aeneis’te Troya Savaşı’nı sağ salim atlatan Aeneas’ın yurdundan ayrılıp İtalya topraklarına yaptığı yolculuk ve oraya vardıktan sonra Latinlerle girdiği savaş anlatılır. Aeneas Harpyler, Kikloplar ve deniz canavarları gibi efsanevi yaratıklarla karşılaşır, ölüler ülkesine iner ama en büyük mücadeleyi insanlara karşı verecektir. Yunan şair Homeros’un İlyada ve Odysseia’sından bazı mitolojik öğelerin de yer aldığı bu eser aynı zamanda Roma İmparatorluğu’nun temellerinin atılışının destanıdır.

    0
    0
    3835
  • 29-08-2019

    41 kitaplık “Diskdünya” serisinin kült yazarı Sör Terry Pratchett’ın, “Johnny Maxwell” üçlemesinin ilk halkası İnsanlığı Ancak Sen Kurtarabilirsin, Mark Beech’in resimleriyle ve Niran Elçi’nin çevirisiyle Tudem Yayınları tarafından yayımlandı.

    Pratchett, bu kitabında savaş ve barış kavramları üstüne düşündürürken, etik değerlerle örülü, çarpıcı bir öykü anlatıyor. İnsanlığın kaderini bir bilgisayar oyununun ellerine düşüren roman, bir yandan güldürüyor, bir yandan da ünlü bilimkurgu filmlerine ve tarihî olgulara atıfta bulunarak okurun bilgi dağarcığını körüklüyor.

    ​On iki yaşında, “sıradan” bir çocuk olan Johnny Maxwell’in hayatı son zamanlarda çelişkilerle doludur. Bir yandan ailesinin yaşadığı sıkıntılar, diğer yandan her gece televizyonda seyrettiği Körfez Savaşı haberlerinin etkisiyle zihni bir hayli karışıktır. Tüm bu sıkıcı olaylara rağmen, hayatını renklendiren tek şeyse bilgisayar oyunlarıdır. Günlerden bir gün Johnny’nin eline “İnsanlığı Ancak Sen Kurtarabilirsin” adlı yeni bir bilgisayar oyunu ulaşır ve olanlar olur. Çünkü oyundaki uzaylılar, Johnny ile iletişim kurmaya çalışmakta, hatta ondan yardım istemektedir! Peki, her oyunda yok edilmeye programlı bir uzaylı filosu nasıl olur da bir anda teslim olmaya karar vermiştir? Yoksa artık savaşmayı bir kenara bırakıp konuşmanın, iletişim kurmanın, barışmanın zamanı mıdır?

    0
    0
    1960
  • 29-08-2019

    Avustralyalı sanatçı Josephine Mead’in “The Translation / Çeviri” isimli sergisi, 1 Eylül – 29 Eylül tarihleri arasında Tab Galeri’de sanatseverleri bekliyor.

    ​Sergisinde İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde bulunan, Helenistik dönemden kalma (M.Ö. 2. yy sonları) antik bir mezar taşından ilham alan Mead, taşın üzerinde bulunan ve Menophilla’ya adanmış şairane yazıtlardan çıkardığı mecazi konular etrafında yoğunlaşıyor ve şiirselliğin zamanın sınırlarını nasıl aştığını araştırıyor. Geçmiş zamanın figürleriyle nasıl bir bağ kurduğunu fanilik, gelişim, kayıp ve umut ile olan ilişkisi üzerinden tasarlayan sanatçı, bir dizi natürmort fotoğraf ile Menophilla için bir matem/sunak yeri yaratmaya çalışıyor. 

    0
    0
    1359
  • 29-08-2019

    Cevat Çapan’ın ilki 1982 yılında yayımlanan, 1863 doğumlu Konstantinos Kavafis’ten başlayıp 1955 doğumlu Yannis Varveris’e gelerek 20. yüzyıl Yunan şiirinin en önemli adlarını bir araya getirdiği çalışması Çağdaş Yunan Şiiri Antolojisi, genişletilmiş yeni baskısıyla Kırmızı Kedi Yayınevi tarafından yayımlandı.

    ​İlk olarak 1963'te Yorgo Seferis'le, sonra Odisseus Elitis'le (1979) Nobel Edebiyat Ödülü'ne değer görülen bir şiirdir çağdaş Yunan şiiri. Kavafis'ten Kazancakis'e, Ritsos'tan Gatsos'a 20. yüzyıl dünya şiirine izini bırakmış birbirinden önemli şairleri barındıran bu şiir, Akdenizliliğiyle Türk şiirine de dokunan bir yapıya sahiptir.

    Görsel: Purple Snow

    0
    0
    1484
  • 28-08-2019

    18 yıldır devam eden !f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali, bu sene 13 – 22 Eylül tarihleri arasında İstanbul’da, 19-22 Eylül tarihlerinde ise İzmir ve Ankara’da sinemaseverleri bekliyor.

    !f Galalar, bu yılki seçkisinde dünya festivallerinde büyük ses getiren 10 filmi izleyicinin beğenisine sunuyor. Roy Andersson’un 14 yılda tamamladığı Yaşananlar üçlemesinin ardından çektiği ve son filmi olan About Endlessness, Sundance Film Festivali 2019’dan Jüri Büyük Ödülü ile dönen 1980’lerde geçen karmaşık bir aşk hikâyesini ele alan The Souvenir, zombi saldırınsa uğrayan kasabalıların hayatta kalma mücadelesini anlatan Jim Jarmusch’un The Dead Don’t Die adlı filmi, ülkedeki siyasi rejim değişikliğinden kaçan bir grup insanın yaşam mücadelesini işleyen Dominga Sotomayor Castillo’nun yönettiği Too Late to Die Young ve Paris sokaklarında dolaşarak vücudunu bulmaya çalışan kesik bir elin hikâyesini ele alan Annecy Uluslararası Animasyon Film Festivali’nde En İyi Film ve İzleyici Ödülü’nün sahibi I Lost My Body seçkide izleyicileri bekliyor.

    !f Efsaneler, Derviş Zaim’in Tabutta Rövaşata’sı, Mustafa Altıoklar’ın Ağır Roman’ı, Yavuz Tuğrul’un Eşkıya’sı, Zeki Demirkubuz’un C Blok’u ve son olarak Tomris Giritlioğlu’nun Salkım Hanım’ın Taneleri filmi gibi Türk sinemasının ilgi çekici filmlerini yeniden beyazperdeye getiriyor. !f Kült, David Lynch’in yönettiği Blue VelvetEraserhead ve Lost Highway gibi psikanalitik yöntemlerle kurguladığı sinemanın kült filmlerini yeniden izleyiciyle buluşturuyor.

    ​!f Belgesel, Richard Lowenstein’ın yönettiği Mystify: Michael Hutchence ile Avustralyalı rock grubu INXS’in vokalisti Michael Hutchence’in hayatını, bağımsız yabancı filmler arasında rekor kıran Loving Vincent: The Impossible Dream’i, Helena Třeštíková ve Jakup Hejna‘ın yönettiği Forman vs Forman’ı ve Ardında Kalanlar ve Kadın Olmanın Günahı’nı izleyicinin beğenisine sunacak. !f Deneysel ilk kez senaryosu olmayan bir film içerisinde oyuncuların duygu durumlarını deneyimleyebileceğiniz Lysis’ı; Keş!f; End of SeasonFugueNocturne ve Song Without a Name gibi yepyeni hikâyeleri, !f Gökkuşağı; End of the Century, Being İmpossible gibi bağımsız uluslararası filmleri, !f Karanlık ve Köşeli; Luz ile konfor alanın dışına çıkartan bir hikâyeyi, !f Ulusal ise seçkisinde yer alan Can Evrenol’un Peri: Ağzı Olmayan Kız isimli filmini beyazperdeye taşıyacak.

    0
    0
    2167
  • 28-08-2019

    Marina Benjamin’in uykusuzluğu edebiyattan mitolojiye, bilimden felsefeye, psikolojiden popüler kültüre uzanan bir yelpazede ele aldığı kitabı Uykusuzluğun Şarkısı, Burcu Uluçay’ın çevirisiyle Çınar Yayınları tarafından yayımlandı.

    ​Uykusuzluktan muzdarip olan Benjamin, bu soruna çare aramaktan ziyade onu anlamaya, tanımaya çalışıp sıra dışı bir yorum katıyor. Sarı Duvar Kâğıdı’nın yazarı Charlotte Perkins Gilman gibi yazarlar ile Odysseia’daki Penelope gibi kahramanların hikâyelerinden hareketle uykusuzluğu kadınların başkaldırısı ve yaratıcılığıyla özdeşleştiriyor. 

    0
    0
    1693
  • 28-08-2019

    Rezidans Programı kapsamında Hong Kong merkezli sanatçı Chan Wai Lap’in “Üç Ay Bekleyemem!” adlı sergisi, 29 – 31 Ağustos tarihleri arasında halka sanat projesi’nde gezilebilecek.

    Chan Wai Lap halka açık havuzların bir kentin kültürü, tarihi, mimari estetiği, insanların etkinlikleri ve yaşam biçimleri üzerine düşünme alanı olduğundan yola çıkarak, İstanbul projesini İstanbul’un suyla ilişkili mekânlarındaki gözlem ve deneyimleri üzerinden ilerletiyor.

    ​Rezidans Programı, 2011’den bu yana otuzun üzerinde ülkeden gelen seksenin üzerinde sanatçı, küratör ve kültürel araştırmacıyı ağırlayan ve birlikte projeler yapan bir halka sanat projesi.

    0
    0
    1285
DAHA FAZLA
Geldanlage